Annemi İsviçre'de bir yatılı okula gönderdiler, beni de oğulları gibi yetiştirdiler. | Open Subtitles | قاما بشحنها إلى مدرسة صاعدة في سويسرا ثم ربياني على أني إبنهما. |
. oğulları, Prens ablanı seviyor. Ama Kral bunu hazmedemiyor. | Open Subtitles | إبنهما, الأمير, يحب شقيقتك لكن الملك لا يتقبل الأمر |
Liseden atılmış oğulları havalı bir iş kadınıyla evleniyor. | Open Subtitles | إبنهما الذي انسحب من المرحلة الثانوية تزوج سيدة أعمال فريدة من نوعها |
Bana oğullarının nerede olduğunu, görüp görmediğim sordular. | Open Subtitles | لقد سألاني عمّا إذا كنت أعلم مكان إبنهما |
Jules oğullarının da orada olacağını bilmiyordum. Biri bu çocuğa insanların arkasında sinsice dolanmamayı öğretmeli. | Open Subtitles | (جولز) ، لم أكن اعلم بأن إبنهما سيكون هنا يجب أن يخبره أحد ألا يتسلل خلف الناس |
oğullarının yüzüne ahşap bir muzla vurdun! | Open Subtitles | -لقد ضربتي إبنهما في وجهه بموز خشبي |
oğulları, Jean-François... kendileri de çok yolculuk yapar. | Open Subtitles | إبنهما " جان فرانسوا ، والذي بدوره تجول كثيراً |
oğulları, Jean-François... kendileri de çok yolculuk yapar. | Open Subtitles | إبنهما " جان فرانسوا ، والذي بدوره تجول كثيراً |
Onlar birazcık geleneksel, eski kafalıdır ve beni hâlâ çılgın oğulları olarak görüyorlar. | Open Subtitles | الأمر فقط أنّهما... تقليديان بعض الشيء... ومتمسكان بالأسلوب القديم، وما يزالان يعتبرانني إبنهما المجنون. |
oğulları öldükten sonra. | Open Subtitles | بعد وفاة إبنهما |
Kasabadaki herkes Bay ve Bayan Nugent'ın oğulları Dwayne Junior ve ailesiyle arasının iyi olmadığını bilirdi. | Open Subtitles | أنّ السيّد (نوغنت) وزوجته على خلاف مع إبنهما (دواين) وعائلته |
oğulları Los Angeles'ta ilçe plajında ve limanında çalışmış ve Mary Clark adında bir sevgilisi var ki şimdi onu görmeye gidiyoruz. | Open Subtitles | الوالدين في حالة إنكار إبنهما يعمل في شاطئ و ميناء لوس أنجلوس (و لديه صديقة (ماري كلارك |
Ergenlikteki oğulları da tam ortalarında kaldı. | Open Subtitles | -و إبنهما المُراهق علق بغمار الأمر . |
oğulları. | Open Subtitles | و إبنهما |
Hetty, Bay ve Bayan Adams'ın oğullarının ölümüyle ilgili bilgi vermek için birini görevlendirmiş. | Open Subtitles | هيتي) قامت بالترتيبات لشخص ما) ليستخلص المعلومات (للسيد و السيدة (آدامز بخصوص مقتل إبنهما |
Ailesi oğullarının bir kahraman olarak öldüğünü düşünüyor. | Open Subtitles | ) - حسنٌ، والداه يعتقدان أنّ إبنهما مات بطلاً |