Böylece yetişkinlerle bir anlaşma yaptım, çocuklar, yanlarında erişkinler olmaksızın içeri gelip kendi başlarına iki dakika geçirecekler. | TED | فأبرمت إتفاق مع الكبار بأن يسمحوا للأطفال الدخول دون الكبار لدقيقتين لوحدهم |
Ama anlamalısın levazım subayınızla bir anlaşma yapmıştım ben. | Open Subtitles | بأني عقدت إتفاق مع ضابط إعاشتك |
Pollux Troy'la anlaşma yapmışsın. Bu senin tarzın değil. | Open Subtitles | (لقد أبرمت إتفاق مع (بوليكس تروى هذا ليس من طباعك |
"Şeytan'la anlaşma yapmak." deyimini hatırladım. | Open Subtitles | تذكّرت عبارة، "عقد إتفاق مع الشيطان." |
Biliyorum, ama bir iblis ile bir anlaşma yaptı. | Open Subtitles | . أنا أعلم ، لكنك عقدت إتفاق مع مشعوذ |
Roger Sandler, "Time Life" fotoğraf bölümü. Batı hareket timiyle anlaşmamız vardı. | Open Subtitles | روجر ساندلر) إني مصوراً) لدينا إتفاق مع قسم شرطة لوس أنجلوس الغربي. |
Arkasından Sarah ile anlaşma yapabilirsin diye düşünmüştü. | Open Subtitles | لقد ظنت أنك قد تعقد إتفاق مع (سارة) من وراء ظهرها. |
hükümetle bir anlaşma yapmaya çalışman. | Open Subtitles | وهى أن تحاول عقد إتفاق مع الحكومة |
Şeytanla bir anlaşma yapabilirsin. | Open Subtitles | إذهبي, إصنَعى إتفاق مع الشيطان. |
Yani gerçekten Victor'un Alex'le bir anlaşma yapacağını düşünüyor musun? | Open Subtitles | أعني، هل تعتقد حقًا بأن (فيكتور) سيُبرم إتفاق مع (أليكس)؟ |
O yüzden, Görevli General'le bir anlaşma yaptım. | Open Subtitles | لقدّ عقدت إتفاق مع المُفوضّ العام |
Yani, eğer şeytanla bir anlaşma yaparsam. | Open Subtitles | تعني، إذا أنا سأعقد إتفاق مع الشيطان |
Watts, Proctor'la anlaşma yapmamalıydı. | Open Subtitles | ماحرى بـ(واتس) عقد إتفاق مع (بروكتر) أبدًا. |
Bu yüzden Perrylerin çiçek işini devam ettirmelerini sağlamak, bir komisyoncunun Satar'la anlaşma yapmasına çabalamak ve üzerine gitmek mi istiyorsunuz? | Open Subtitles | لذا تريد الإبقاء على تجارة زهور (آل بيري)... تعمل بصورة حسنة وتحاول وتتوصل إلى إتفاق مع (ستار)؟ |
Khan'la anlaşma mı yaptınız? | Open Subtitles | هل عقدت إتفاق مع (خان)؟ |
Gözcükadın ile bir anlaşma yaptı, onu geri göndermesi için | Open Subtitles | عدت إتفاق مع المرأة المراقبة لكى تعيدها |
İmparatoriçe ile bir anlaşma yaptım. | Open Subtitles | لدي إتفاق مع الإمبراطورة |
Evet, Tug'la anlaşmamız vardı. | Open Subtitles | أجل، كان لديّ إتفاق مع (تاغ). جميعها قانونيّة. |
Valiyle anlaşmamız var. | Open Subtitles | لدي إتفاق مع الحاكم |
Chesterfield ile anlaşma yaptım. | Open Subtitles | عقدت إتفاق مع تشيسترفيلد |
Time Warner ile anlaşma imzalamak üzere olduğumu sanıyor. Tamam mı? | Open Subtitles | أنا هنا للتوصـّل إلى إتفاق ...(مع (توم وارنر |