Aynı kafada olamayacağımıza karar verdik. Kararımız değişmesin diye ayrılalım dedik. | Open Subtitles | إتفقنا على أن لا نتفق، هذا هو الشيء الذي إتفقنا عليه |
Benim hemen ayrılmama onunsa daireyi kapatıp beni izlemesine karar verdik. | Open Subtitles | إتفقنا على أني يجب أن أغادر فوراً وإنها ستغلق الشقة وتتبعني |
Openshaw'ı kefaletle bıramaya karar verdik. | Open Subtitles | إتفقنا على أن نسهل هرب أوبنشو في الكفالة |
Sadece hangi kostümü giyeceğimiz konusunda anlaştık sanmıştım. | Open Subtitles | لكنني ظننت بأننا إتفقنا على أن يكون لباسنا متشابهاً، هذا ما في الأمر |
Birkaç gün etrafta görünmeyeceğin konusunda anlaştık sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أنّنا إتفقنا على أن لا تأتي إلى هنا إلا بعد عدّة أيام |
Ve o yüzüğü almayacağın konusunda anlaşmıştık. | Open Subtitles | طننت أننا إتفقنا على أنك لن تشتري هذا الخاتم |
- Doğru olmadığına beraber karar verdik. | Open Subtitles | كلانا إتفقنا على أنه لم يكن شيئا صحيحا |
Tek şartla kocanızı bağışlamaya karar verdik. | Open Subtitles | إتفقنا على العفو عن زوجك بشرط واحد |
Senatör Royce ve ben sessizce halledersek herkes için iyi olacağına karar verdik. | Open Subtitles | السيناتور (رويس) وأنا إتفقنا على أنه من الأفضل للجميع إن أنهينا هذا بهدوء |
Layla ve ben şirketi Ana'nın adı altında ortak yürütmeye karar verdik. | Open Subtitles | أنا و " ليلى " إتفقنا على " أدارة مشتركة للشركة بإسم " آنا |
Geçen hafta Andlar'dan gelen üzücü haberden sonra düğün işleriyle benim ilgilenmeme karar verdik. | Open Subtitles | (ميتشل) و أنا قد إتفقنا على أنني سأكون المسؤول عن تنظيم حفل الزفاف بعد الأخبار المؤسفة في الإسبوع الماضي من أل (يانديز) |
- Hayır, etmemeye karar verdik. | Open Subtitles | لا، إتفقنا على عدم فعل ذلك |
Buna karar verdik. | Open Subtitles | ماذا؟ لقد ... إتفقنا على ذلك بالفعل. |
Elizabeth ve ben, adının Valentine olmasına karar verdik. | Open Subtitles | أنا و (إليزابيث) إتفقنا على أن يكون اسمه (فالنتاين) |
Kostümsüz olması konusunda anlaştık sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أننا إتفقنا على أن نتخلص من البدلات |
BM'ye bir an önce dönmem gerektiği konusunda anlaştık. | Open Subtitles | لقد إتفقنا على أن أعود لمقر الأمم المتحدة بأسرع ما يمكن |
Tanıklık ederse, hakkındaki suçlamaları düşüreceğimiz konusunda anlaştık. | Open Subtitles | لقد إتفقنا على إسقاط تلك التهم لو أدلت بشهاداتها. |
Beni beklemen konusunda anlaştık sanıyordum. | Open Subtitles | حسبتُ أنّنا إتفقنا على أن تنتظرني لكي أقلكَ |
Mağaraya dönmeyeceğin konusunda anlaşmıştık. | Open Subtitles | إعتقدت أننا إتفقنا على ألا تعود إلى الكهوف |
Başka bir terapist ile görüşme konusunda anlaşmıştık... 12 yaşındaki biri için davranış figürleri yapmak da değil. | Open Subtitles | لقد إتفقنا على رؤية معالج نفساني آخر لا تقلّ شخصيّته عن 12 عاماً |
- Birader, bunları sadece sahnede giyeceğin konusunda anlaşmıştık. | Open Subtitles | صديقي، ظننت أننا إتفقنا على إرتداء تلك الأشياء فقط في المسرح. |