Sadece Avatar bu dört elementte ustalaşarak dünyaya dengeyi getirebilir. | Open Subtitles | فقط الأفتار يمكنه إتقان جميع العناصر وجلب التوازن إلى العالم |
Sadece Avatar bu dört elementte ustalaşarak dünyaya dengeyi getirebilir. | Open Subtitles | فقط الأفتار يمكنه إتقان جميع العناصر الأربعة وتحقيق التوازن في العالم. |
Sadece Avatar bu dört elementte ustalaşarak dünyaya dengeyi getirebilir. | Open Subtitles | فقط الأفتار يمكنه إتقان جميع العناصر الأربعة وجلب التوازن إلى العالم |
Çünkü bu konuda oldukça usta gibisin. | Open Subtitles | قمت بعرض تماما إتقان في ذلك مهارة معينة. |
Yalnızca Yedi Harika'da ustalaşmakla Yüce olduğunu kanıtlayabilirsin. | Open Subtitles | إتقان "العجائب السبع" فقط هو ما يثبت ذلك. |
En azından yarı-okuryazar olmak için ne kadar geç kalınırsa, yine tıpkı sözlü dillerde olduğu gibi, matematik dilinde de ustalaşmak o kadar zorlaşacaktır. Buna rağmen, herhangi bir yaşta da yapılabilir. | TED | كلما انتظرت أكتر لتصبح على الأقل شبه متعلم سيصبح إتقان لغة الرياضيات أصعب، مثل أي لغة شفهية لكنها ممكنة في أي سن كان. |
Bir defasında ona bir kadının başarılı olmasının istenmediği bir dönemde hem diplomasi hem de casuslukta nasıl ustalaştığını sormuştum. | Open Subtitles | سألتها مرة كيف أنها تمكنت من إتقان الدبلوماسية والتجسس في الوقت الذي كان لا أحد يريد أن يرى امرأة تنجح |
Sadece Avatar bu dört elementte ustalaşarak dünyaya dengeyi getirebilir. | Open Subtitles | فقط الأفتار يمكنه إتقان جميع العناصر الأربعة |
Sadece Avatar bu dört elementte ustalaşarak dünyaya dengeyi getirebilir. | Open Subtitles | الماء فقط الأفتار يمكنه إتقان جميع العناصر الأربعة وجلب التوازن إلى العالم |
Sadece Avatar bu dört elementte ustalaşarak dünyaya dengeyi getirebilir. | Open Subtitles | الماء فقط الأفتار يستطيع إتقان جميع العناصر الأربعة وجلب التوازن إلى العالم |
Sadece Avatar bu dört elementte ustalaşarak dünyaya dengeyi getirebilir. | Open Subtitles | الماء فقط الأفتار يستطيع إتقان جميع العناصر الأربعة وجلب التوازن إلى العالم |
Sadece Avatar bu dört elementte ustalaşarak dünyaya dengeyi getirebilir. | Open Subtitles | فقط الأفتار يستطيع إتقان جميع العناصر الأربعة وجلب التوازن إلى العالم |
Sadece Avatar bu dört elementte ustalaşarak dünyaya dengeyi getirebilir. | Open Subtitles | فقط الأفتار يستطيع إتقان جميع العناصر الأربعة وجلب التوازن إلى العالم |
Sadece Avatar bu dört elementte ustalaşarak dünyaya dengeyi getirebilir. | Open Subtitles | فقط الأفتار يستطيع إتقان جميع العناصر الأربعة وجلب التوازن إلى العالم |
usta satranççı olmanın anahtarı, rakibinin hamlelerini tahmin etmek ve onu savunmada tutmaktır. | Open Subtitles | المفتاح إلى إتقان الشطرنج هو توقع تحركات خصمك وإبقائه في موقع الدفاع |
Sana o şeyin içine nasıl usta işiyle gireceğini öğreteceğim. | Open Subtitles | حسنا، طفل. أنا ستعمل يعلمك كيفية إتقان طريقك داخل هذا الشيء. |
Bu sanatta usta olacağım. | Open Subtitles | أنا سوف إتقان هذا الفن! |
Yalnızca Yedi Harika'da ustalaşmakla Yüce olduğunu kanıtlayabilirsin. | Open Subtitles | "إتقان "العجائب السبع فقط هو ما يثبت ذلك |
Yalnızca Yedi Harika'da ustalaşmakla Yüce olduğunu kanıtlayabilirsin. | Open Subtitles | "إتقان "العجائب السبع فقط هو ما يثبت ذلك |
Tek amacımız o değil. Nen'de ustalaşmak istiyoruz. | Open Subtitles | هذا ليس السبب الوحيد، ''نريد أيضًا إتقان ''النين. |
Bir defasında ona bir kadının başarılı olmasının istenmediği bir dönemde hem diplomasi hem de casuslukta nasıl ustalaştığını sormuştum. | Open Subtitles | سألتها مرة كيف تمكنت من إتقان الدوبلوماسية والتجسس في وقت الذي لا يريد أيّ أحد أن يرى امرأة تنجح في هذا المجال. |