Bana bu soruyu birkaç ay önce sormuş olsaydınız cevabım "yapmam" olurdu. | Open Subtitles | لو أنك سألتني نفس السؤال منذ عدة أشهر كانت إجابتي لتكون لا |
Saleem anlatıyor: ''Kimim, neyim ben? Cevabım: Ben, benim yeteneğimden etkilenen dünyadaki her şey, herkesim. | TED | يروي سليم: من أنا؟ إجابتي: أنا كل شخص وكل شيء موجود في العالم تأثر بي. |
Sanırım cevabım apaçık ortada. Öyle değil mi? | Open Subtitles | أظن بأن هذا يجعل إجابتي واضحة أليس كذلك ؟ |
Ben kendi kişisel cevabımı size göstermiş olduğum eski çağ çizgi romanlarda buldum. | TED | ووجدت إجابتي الشخصية عن هذا التساؤل في تلك الرسومات الأثرية التي عرضتها لكم. |
Görünüşe göre rahatsız oldun ve ben de cevabımı aldım. | Open Subtitles | من الواضح أنه جعلك منزعجًا للغاية، وأظن .. أنها إجابتي. |
diye sordu. O an durup düşündüm, bu soruya nasıl cevap verdiğim çok önemliydi. | TED | وأتذكر أني توقّفت للحظة وفكرت في أن طريقة إجابتي على هذا السؤال هي حقا مهمّة. |
Sanırım verdiğim cevabı beğenmedi çünkü o zaman vurmaya başladı. | Open Subtitles | وأظنه لم يعجبه إجابتي لأن هذا حين بدأ ييضربني |
Evinde silahını dört kez ateşledi, bu yüzden cevabım "Evet" olacak. | Open Subtitles | إطلاقه الرصاص لـ 4 مرات داخل بيته فلابد أن تكون إجابتي هي نعم |
Bana cidden teklif ettiğinde ise cevabım evet olacak. | Open Subtitles | و إذا ما سالتني بشكل جدي فأن إجابتي ستكون نعم |
cevabım on iki yıl öncesiyle aynı. Onu içeri tıkmadığınız sürece hakkında tek kelime etmeyeceğim. | Open Subtitles | إجابتي لازالت كما هى منذ 12 سنة مضت لن أقول كلمة ضده حتى يكون خلف القضبان |
cevabım kazanmama engel olmadı birinci olmama engel oldu. | Open Subtitles | إجابتي لم تحجبني عن الفوز. ولكنها منعتني عن أكون المرشحة الأولى. |
cevabım oldukça basit olacak. Hayır. Bir gece yemeğe gelmesini iste. | Open Subtitles | إجابتي بسيطة جداً ، لا أعزمية على العشاء ، وعندها يمكنني أن أراه |
cevabım şuydu, hepimizin uğruna savaşacağı bir şey veya birisi vardır. | Open Subtitles | إجابتي هي أننا جميعاً نناضل من أجل شيء ما أو من أجل شخص ما. |
Her zaman olur. O yüzden hayır. cevabım kesinlikle olmaz. | Open Subtitles | دومًا هناك تبعات، لذا لا، إجابتي قطعًا الرفض. |
Koruyucu annem uzaklaşmamı ve sevgi hakkında düşünmemi istedi. Ne olduğunu düşünmemi, kutsal kitabı okumamı ve yarın geri gelmemi istedi. Ve en dürüst, en doğru cevabımı vermemi. | TED | أمي بالتبني طلبت مني ان أذهب وأفكر في موضوع الحب وماهو وأن اقرأ الكتاب وأعود غداً وأعطي إجابتي الأكثر صدقا ومصداقية |
cevabımı herhangi bir Amerikan vatandaşının yapabileceği yegane yolla oluşturuyorum... | Open Subtitles | أنا أصيغ إجابتي بالطريق الوحيدة التي يمكن لمواطن أمريكي أن يصيغها |
Ve saat üçte uyumakla uyanık kalmak arasındayken, cevabımı aldım. | Open Subtitles | ومن ثم بالساعه الثالثه صباحاً بحاله ما بين النوم والإستيقاظ حصلت على إجابتي |
cevap vermeyeceğini biliyorum, o yüzden sadece düşün. | Open Subtitles | أيها الطبيب أنا أعلم أنك لا تستطيع إجابتي لذلك فكر بهذا فقط |
Şey, o zaman verdiğim cevap çok yardımcı olmadı, değil mi? | Open Subtitles | هل أنت مستاء من تدخّل د.كادي في عملك؟ أعتقد إذاً أن إجابتي لم تكن مفيدة جداً أليس كذلك؟ |
Soruma soruyla cevap vermeyin. Bu ekibe liderlik yapmak istemiyorum. | Open Subtitles | هلا تكفين عن إجابتي بأسئلة لا أرغب بأن أقود هذا الأمر |
Ve burası da ...cevabı bulabileceğim tek yer. | Open Subtitles | وهذا هو المكان الوحيد الذي سأجد فيه إجابتي |
Klasik yanıtım dışında ne diyeceğimi bilmiyorum. | Open Subtitles | حسناً، لا أعلم ما الذي أقوله ماعدا إجابتي المُختزنة |
Şerifi jürinin önüne çıkartıp sorularımın cevabını isteyeceğim. | Open Subtitles | سوف أضع العمدة أمام المحلفين وأحضر إجابتي هناك |
Bu da benim cevabımdı. | Open Subtitles | كانت تلك إجابتي أيضًا (إلى أن أخبرتني ... |
Burada sözkonusu benim cevabımdan ziyade senin hayatın. | Open Subtitles | سؤالك لتعرفي ماذا سيحصل لك .. ليس من أجل إجابتي |