bahar tatilinde beni eve istiyor. | Open Subtitles | إنها تريدني أن أعود للبيت في إجازة الربيع |
bahar tatilinde kızlarla takılmak gerekir, aptal mağaralarda dolaşmak değil. | Open Subtitles | لا، إجازة الربيع يفترض أن أقضيها في لقاء الفتايات وليس البقاء في كهف سخيف |
bahar tatili için kızlarınn sörf ve boogie tahtalarına ihtiyaçları var. | Open Subtitles | الفتاة بحاجة إلى ألواح تزلج جديدة أو شيء لقضاء إجازة الربيع |
Cabo'da yaz tatilinde. Ne olmuş yani? | Open Subtitles | لقد كانت إجازة الربيع فى كابو ، وبعد ذلك |
bahar tatiline bayılıyorum! | Open Subtitles | أحب إجازة الربيع كثيرا |
Burası benim sömestr ve Yaz tatili evim. | Open Subtitles | إنها إجازة الربيع وهذا منزل عطلتي |
Bu hafta bahar kampında. | Open Subtitles | إنها في معسكر إجازة الربيع هذا الإسبوع |
Okula döndüğümde herkese bahar tatilinde ailemle olduğumu ve bir kişiyle bile takılamadığımı söyleyemem. | Open Subtitles | وأخبر الجميع أني قضيت الوقت مع عائلتي في إجازة الربيع على الأقل يجب أن أرافق إحداهن |
Marshall da bahar tatilinde beni ziyarete geliyordu. Son dakikada Ted de gelmeye karar vermiş. | Open Subtitles | وكان (مارشل) سيأتي لزيارتي في إجازة الربيع وفي آخر دقيقة ، (تيد) قرر المجيئ |
Onu bahar tatilinde göreceksin. | Open Subtitles | سوف تقابليه بعد إجازة الربيع |
bahar tatili bitti. Ve ben büyük haber açlığı çekiyorum. | Open Subtitles | إجازة الربيع أنتهت وانا متلهفة لنشر الفضائح |
bahar tatili yapan üniversite öğrencileriydiler. | Open Subtitles | إنّهم مجرد فتية في إجازة الربيع أرجوك، اخبرني بأنّهم ليسوا موتى |
Belki de sadece önemli günlerde kutluyordur, Mardi Gras* ve bahar tatili gibi. | Open Subtitles | ربما هي تفعل ذلك في الأعياد الكبيرة مثل " ماردي غراس " و "إجازة الربيع " |
Cabo'da yaz tatilinde. Ne olmuş yani? | Open Subtitles | لقد كانت إجازة الربيع في كابو، وبعد ذلك |
Sayende, Matty bahar tatiline gelmiyor. - Ne? Gitmeyenin sadece | Open Subtitles | بفضلكِ، (ماتي) لن يذهب في إجازة الربيع. |
Yaz tatili bir ay önce bitti. | Open Subtitles | كانت إجازة الربيع منذ شهر |