Bir tanesi vefat etmiş, ve diğeri Tanrı onu kutsasın, bütün hayatı web sitelerine dağılmış durumda. | Open Subtitles | و إحداهم ميته و الاُخرى , ماذا أقول عنها؟ هي إحدى هؤلاء الذين يحبون |
Bir tanesi sarı başlık ve yeşil etek ve şuraya kadar yeşil ceket giymişti. | Open Subtitles | إحداهم كانت ترتدي ما بدى كقلنسوة صفراء وتنورة خضراء اللون ومعطف أخضر يصل لهنا تقريباً |
Yüzlerce araba var burada, bir tanesi çalışıyordur. | Open Subtitles | لقد رأيتُ مئات منهم هناك لا بّد من أن إحداهم تعمل |
Radchenko'nun en az dört denizaltı çaldığını biliyoruz. onlardan biri olabilir. | Open Subtitles | نعلم أن راديشنكو يمتلك أربع غواصات قد تكون تلك إحداهم |
İnan bana, üzerine yatabileceğin davalar vardır, ama bu onlardan biri değil. | Open Subtitles | صدقيني، هناك قضية نسهر لحلها هذه ليست إحداهم |
Sınıftan Birisi Arapların tembel olduklarını söyledi. Bu doğru mu? | Open Subtitles | إحداهم بالقسم قد قال بأنّ العَرب كسُولون أذلك صحيح؟ |
Pekala, onlardan birini söyle sen de. | Open Subtitles | غني إحداهم إذاً |
11 tane arkadaşım var. Bir tanesi de annem. | Open Subtitles | لدي 11 صديق فقط, و إحداهم هي أمي |
Ama sonra bir tanesi hastalandı ve diğeri... | Open Subtitles | لكن في أحد المرات، مرضت إحداهم ...والأخرى |
Bir tanesi şirin sayılır. | Open Subtitles | إحداهم ظريفة قليلاً، |
Bir tanesi şirin sayılır. | Open Subtitles | إحداهم ظريفة قليلاً، |
Ayrıca bir tanesi polisler tarafından yanlışlıkla öldürülüyor. | Open Subtitles | ...بجانب ! إحداهم قد قتلته الشـُرطة بالصدفة |
Galiba bir tanesi hamile. | Open Subtitles | أعتقد أن إحداهم حامل. |
İnan bana, üzerine yatabileceğin davalar vardır, ama bu onlardan biri değil. | Open Subtitles | صدقيني، هناك قضية نسهر لحلها هذه ليست إحداهم |
Küçük hanımlar, ailenizin sizi götürmek istediği eğlenceler vardır ama bu onlardan biri değil. | Open Subtitles | ثمة أماكن تسلية يود أهاليكم اصطحابكن إليها، لكن هذه ليست إحداهم |
Kundakçının yeni hedefi onlardan biri olabilir. | Open Subtitles | إحداهم قد تكون هدف متعمد الحرائق القادمة. |
Şey bu da onlardan biri. | Open Subtitles | حسنا، هذه إحداهم |
Ama bu onlardan biri değil. | Open Subtitles | هذه ليست إحداهم. |
O da onlardan biri, gelecekten geldi. | Open Subtitles | إنها إحداهم من المستقبل! |
Birisi uzaylılarla karşılaşırsa diye Dünya'dan bir mesaj ekliyorlarmış. | Open Subtitles | حسناً، إنهما يتطلعون لوضع رسالة من الأرض في حالة ما إحداهم اعترضتها كائنات فضائية |
Birisi dopamin polimeraz, diğeri de adrenalin önleyici. | Open Subtitles | إحداهم مادة "دوبامين بوليميريس" والأخرى مادة "أدرينالين إنهيبيتور". |
Tüm gecemizi Julian'ın vampirlerini öldürmekle geçirdikten sonra sen kalkıp onlardan birini partiye mi davet ediyorsun? | Open Subtitles | أمضينا الصباح بأسره نقتل مصّاصي الدماء أتباع (جوليان) -ثم تدعين إحداهم حفل (كارولين)؟ |