Kat, Afrika'daki en iyi üniversitelerden birinde eğitim almıştı, oh hayır, dünyadaki en iyi. | TED | كات حائزة على شهادة من إحدى أفضل الجامعات في أفريقيا، بل العالم. |
Türleri sonlandırmanın en iyi yollarından birisi, doğrudan onları değil bulundukları ortamı hedef almaktır. | TED | أن إحدى أفضل الوسائل لتمييز المخلوقات هو عدم استهدافها مباشرة ولكن استهداف بيئتها. |
-Yaptığım en iyi anlaşmalardan biriydi. -Ama ben tanker filosu değilim. | Open Subtitles | إحدى أفضل الصفقات التى فعلتها ولكننى لست أسطول ناقلات |
Bu sarı sayfalarda gördüğüm en iyi ilan. | Open Subtitles | هذه إحدى أفضل الإعلانات التي رأيتها في الدليل التجاري |
Capital Şehri'nin en iyi hastanelerinden birinde cerrahsın... | Open Subtitles | أنت جراح في إحدى أفضل المستشفيات في العاصمة |
Bu, hayatındaki en iyi gecelerden birinin hakkını vermek için bir şanstı. | Open Subtitles | كانت فرصته ليعيش مجدداً إحدى أفضل الليالي في حياته |
O ülkenin en iyi okullarından birine gidiyor ve onunla gurur duyuyorum. | Open Subtitles | تَذْهبُ إلى إحدى أفضل المَدارِسِ أَنا فخور جداً بها |
Bella'nın en iyi saksofoncularından... Doris'i, dostluğumun göstergesi olarak size veriyorum. | Open Subtitles | إحدى أفضل العاهرات التي أرسلتهن معهن كعربون صداقة |
Massachusetts eyalet polisinin mukemmellik konusunda uzun bir gecmisi var. Bugun tanik oldugumuz mezuniyetiniz en iyi yasa uygulayici birimlerimizden birine katiliminizi teyit ediyor. | Open Subtitles | تخرجكم اليوم يمنحكم القبول في إحدى أفضل المؤسسات القانونية في أمتنا |
Albay Wayne'in ölümünü ameliyat masasında en iyi kalp cerrahlarımızdan biri ilan etti. | Open Subtitles | على طاولة العمليات على يد إحدى أفضل جراحيّ القلب لدينا |
Lea inanılmaz. Kendi alanında en iyi uzmanlardan biri. | Open Subtitles | ليّا مدهشة, إنها إحدى أفضل الإختصاصيين في فرنسا في مجالها |
Orasının şehrin en iyi tesislerinden biri olduğunu söylemiştin değil mi? | Open Subtitles | قلتَ أنها إحدى أفضل المستشفيات في المدينة؟ |
Haddim değil ama hastanedeki en iyi doktorlardan birisi tarafından muayene edildiniz. | Open Subtitles | اسمح لي أن أقول لك بأنّ الطبيبة المشرفة على حالتك هي إحدى أفضل الكفاءات الطبية الموجودة لدينا هنا |
Bu hanenin yetiştirdiği en iyi şampiyonlardan. | Open Subtitles | إحدى أفضل الأبطال الذي راعهُم هذا المنزل. |
Tüm olayın en iyi yönü birlikte geçirebileceğimiz zamanımızın olması, baba ve çocuk, eski günlerdeki gibi. | Open Subtitles | إحدى أفضل الأجزاءِ في هذا الشيءِ بأكملةِ بأنّنا أصبحنَا نُقضي الوقتِ مَع بعضنا الأبّ والإبن، مثل أيام زمان |
Onun için en iyi kurtarma uzmanımızı onu almaya gönderdik. | Open Subtitles | لذا أرسلنا إحدى أفضل أخصائيّات الإسترجاع لدينا لأخذه. |
Bu, mükemmellik ve alçak gönüllükten sonra gelen üçüncü en iyi özelliğimdir. | Open Subtitles | هذه إحدى أفضل 3 مزايا أتمتع بها بعد الروعة والتواضع |
O içki dükkanı, yaptığımız en iyi on çıkış arasına girer. | Open Subtitles | محل الخمور حرّي به أن يكون إحدى أفضل عشرة أماكن لُذنا بالفرار منها قط |
en iyi, yeni bir dava alınca hissediyorum ve bu şekilde eski halimi ve onunla birlikte olan her şeyi geride bırakabiliyorum. | Open Subtitles | إحدى أفضل المشاعر عندما أستلم قضية جديدة ويمكنني ترك القديمة ورائي ومعها كل شيء اختبرته فيها |
İhtiyacımız olan besine ve havaya sahip olacağımızı garantilemenin en iyi yollarından biri, yanımızda yeni ve haşin çevrelere uyum sağlamak için düzenlenmiş organizmalar getirmektir. | TED | إحدى أفضل الطرق لضمان أننا سنتحصل على الإمدادت التي نحتاجها من الغذاء والهواء هي باصطحابنا لكائنات حية مصممة وراثياً لتتكيف مع العيش في بيئات جديدة وقاسية. |