Şu yöne doğru gidiyoruz ve otobüs durağına varıyoruz, ve şu büyük otobüslerden birine biniyoruz. | Open Subtitles | كيف تذهبين للمنزل ؟ نذهب لهذا الطريق ثم نصل لمحطة الحافلات و نركب إحدي الحافلات الكبيرة 82 00: |
Bir gece, uzaya gönderdiği mesajlardan birine cevap almaya başladı. | Open Subtitles | في إحدي الليالي ، لقي إشارة من شئ قد صنعه في الفضاء |
çünki bunu tek yol olarak görüyorum küçük bir amcığa yapışmış gibi görünüyorsun bu senin gibi birine nasıl olabilir hay sikeyim bizi federallere ispiyonlayan kişiye | Open Subtitles | لأني لا أراى إلا أنك وقعت في شرك إحدي المرفهات و هي آخر شخص يمكن فعل هذا معها الشخص الوحيد الذي بوسعه تسليمنا للشرطه |
Karımla böyle tanıştım aslında. Böyle yarışlardan birinde. | Open Subtitles | هذا هو كيفية تعرفي علي زوجتي بالحقيقة في إحدي تلك السباقات |
- CTU babamın ve Josh'un, açıklardaki petrol platformlarından birinde olduğunu bulmuşlar. | Open Subtitles | الوحدة حددت مكان أبي و جوش علي إحدي محطات تنقيب النفط |
Yani, Afkhami ne zaman casusluk işiyle alakalı biriyle görüşse telefonunu bu soketlerden birine bağlıyormuş. | Open Subtitles | لذا، حينما يريد أفخامي الاتصال مع أي شخص متعلق بعمله في الجوسسة يربط هاتفه مع إحدي هذه الوصلات |
Fotoğraflardan birine tekrar bakmam mümkün mü acaba? Elbette. | Open Subtitles | علي أية حال، أريد أن أري إحدي هذه الصور ثانية - بالتأكيد - |
Sevişmek için uyku laboratuvarı odalarından birine gittik. | Open Subtitles | لقد تسللنا إلي إحدي الغرف للمضاجعة |
İşin doğrusu idollerinden birine kaynak sağlıyoruz, Pete. Otto Octavius. | Open Subtitles | نحن في الواقع نموّل إحدي رموزك بيت (أوتو أوكتافيوس) |
O kasalardan birine. | Open Subtitles | إلي إحدي الخِزن. |
Gringotts'a girmem gerek kasalardan birine. | Open Subtitles | أريد الدخول إلي بنك (جرينجوتس). إلي إحدي الخِزن. |
Benimkilerden birine benziyor. | Open Subtitles | يبدو أنها إحدي صناعاتي. |
Biz çocukken İSYAN'ın kamplarından birine alınmıştık. | Open Subtitles | عندما كنا أطفالاً... لقد أخذونا في إحدي معسكرات "ويكيد"... |
Bunu Danielle'nin fotoğraflarından birinde buldum. | Open Subtitles | وجدت هذه مخبأة في إطار إحدي صور، دانيال. |
Pena bu odaların birinde ve onu almadan bir yere gitmiyoruz. | Open Subtitles | تلك العازفة في إحدي هذه الغرف... و لن نرحل بدونها. |
Kutulardan birinde bir elektrik faturası buldum. | Open Subtitles | وجدت فاتورة كهرباء في إحدي الصناديق |
birinde annesi ölmüştü. | Open Subtitles | ، إحدي هذين اليومين توفيت فيه والدته ! |
Geçen hafta biri bizim kaçış pasaportlarından biriyle Paris'e uçtu. | Open Subtitles | " لقد هرب شخص ما إلي باريس الأسبوع الماضي بواسطة إحدي جوازات السفر المُخصصة للهروب" |
- Ölçüm cihazlarımdan biriyle yakaladım. - Bunu Jean mi yaptı diyorsun yani? | Open Subtitles | لقد إلتقطته إحدي أجهزتي الإستشعاريه " أتقول أن |
Breedlove, o kızlardan biriyle çıkıyor. | Open Subtitles | بيردلف مع إحدي الفتيات. |