ويكيبيديا

    "إحضارها" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • getirmek
        
    • getirebilir
        
    • almamı
        
    • getirmeni
        
    • getirmeyi
        
    • getirilmişti
        
    • getirebiliriz
        
    • getirebilirim
        
    Erkek değil, bayan, ve onu sorgulamak için getirmek, biraz problem olacak. Open Subtitles انها ليست رجلا بل فتاة إحضارها للاستجواب قد يكون مشكلة
    Psikojolik teste mi getirmek istiyorsunuz? Open Subtitles هل تريد إحضارها لوحدة تقييم العلوم النفسية ؟
    Pazartesi günü okula getirebilir misin? Open Subtitles هل يمكنك إحضارها لي بالمدرسة يوم الأثنين؟
    Bu nadir durumlarda da onu buraya getirebilir miyiz diye merak ediyordum. Open Subtitles .. وفي تلك الأوقات النادرة كنت أتسائل ما إذا كان بمقدورنا إحضارها إلى هنا
    Hayır, sorun değil. Çocuğun biri benden, onun için almamı rica etmişti ama ben... Open Subtitles كلا أحد الأطفال طلب مني إحضارها له لكني
    İşte çikolatalarım. Sana benim için getirmeni söylediğim çikolatalar. Open Subtitles و هاهي شكلاطتي ، الشكلاطة التــي طلبت منك إحضارها لي
    Onu yanımda getirmeyi planlamadım. Olduklarında daha iyi olduklarını sanıyorlar. Open Subtitles لا أفكر فى إحضارها معى فهم يعتقدون انهم افضل منى
    Burada getirilmişti, diğerleri buraya diktiler. Open Subtitles لقد تم إحضارها هنا , ذُرعت من قِبّل الأخرين
    2000 dolar verirseniz onu size geri getirebiliriz. Open Subtitles .. بألفي دولار أخرى يمكننا إحضارها إليك
    Eğer kendi bedenime geçersem parşömen bende olacak demektir. O zaman onu size getirebilirim. Open Subtitles إذا عدتُ لجسدي ستكون اللفيفة معي و بوسعي إحضارها لكم
    Kendim getirmek istedim çünkü duyunca sevineceğinize inandığım bazı haberlerim var. Open Subtitles فكرت في إحضارها شخصيًا لأن لدي بعض الأخبار التي أظن أنكِ ستسرين بسماعها
    Emirlerim onu oraya getirmek ve bize sınırı geçirecek bir aktifle buluşmaktı. Open Subtitles كما أنَّ أوامري كانتْ تنصُ على إحضارها إلى هناكْـ ومن ثمَّ أتقابلُ مع مساعدٍ يساعدنا في عبورِ الحدودِ
    Onu işe almak zaten kötü bir fikirdi, Tucker'ın partisine getirmek ise felaketti. Open Subtitles لقد كانت توظيفها قرارا سيئا , والأسوء من ذلك إحضارها الى حفلة (تاكر)
    - Kendi getirmek istedi ama acil bir telefon geldi ve Phuket'e giden ilk uçağa atladı. - Yalan söylediğini biliyorum. Open Subtitles أراد إحضارها بنفسه لكنّه تلقّى مكالمةً عاجلةً فاضطرّ لركوب أوّل رحلةٍ إلى "بوكيت".
    ah beni geri getirmek istediğin için kıyafetler. Open Subtitles الملابس التي طلبتي مني إحضارها.
    İşten sonra onu şehir içine getirebilir misin? Open Subtitles هل يُمكنكِ إحضارها لوسط البلدة بعد العمل؟
    Yarın veya daha sonra getirebilir misin? Open Subtitles هل بإمكانكِ إحضارها غداً أو مثل ذلك؟
    Kapıya getirebilir misiniz? Open Subtitles إن كان يمكنك إحضارها في مقدمة المبنى
    Oraya gidip senin için onları benim almamı ister misin? Open Subtitles - نعم - أتريدينني أن أذهب؟ يمكنني إحضارها لكِ
    Elinde bir çanta var. Onu bana getirmeni istiyorum. Open Subtitles ،لديه حقيبة .وأُريد منكَ إحضارها ليّ
    Bak, eve geri getirmeyi unutmadım, işte burada, ha ha! Open Subtitles أنظري ، تذكرت إحضارها للمنزل ، هاهي ذا -
    8 yıl önce, karım Margot Beck buraya getirilmişti. Open Subtitles قبل 8 سنوات زوجتي مارجوت بيك تم إحضارها لهنا.
    Ya da onu biz getirebiliriz. Open Subtitles أو يُمكننا إحضارها.
    - Yarın getirebilirim. Open Subtitles إنّها ليست هنا. يمكنني إحضارها غدًا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد