Demokratik politikaların yeniden hayat bulması sizden kaynaklanacak, siz derken hepinizi kastediyorum. | TED | إحياء السياسات الديمقراطية سيأتي منك ، و أعني بذلك كل واحد منكم |
Böyle bir yenilgi tehlikesinde imajınızı yeniden yaratmak için taşıması fazla mı zordu? | Open Subtitles | هل هناك كثير من الحمل السياسي لإعادة إحياء نفسك على ضوء هذا التراجع |
Kadim bir geleneği canlandırmak adına... tüm hayatımız boyunca... tahtın varisi olacak kişiyi açıklamaya karar verdim. | Open Subtitles | سنعيد إحياء تقليد غابر، فقررنا تتويج خليفتنا أثناء حياتنا |
Heroes Reborn'da daha önce... | Open Subtitles | "في الحلقتين السابقتين من مسلسل (الأبطال - إحياء).." |
Tıpkı eski günlerdeki gibi bir diriliş için güzel bir gece değil mi? | Open Subtitles | ليلة طيبة لطقوس إحياء قديم، صحيح؟ |
Bu eski Simerya kitabı garip gömme şekilleri, cinai kışkırtmalar ve şeytan diriltme hakkında yazılarla doluydu. | Open Subtitles | هذا النص السومري القديم إحتوى على مناسك الدفن الغريبة على التعزيم الجنائزي وممرات إحياء الشيطان |
Tanrının tekinin dirilişi için hayatlarından vazgeçiyorlarmış. | Open Subtitles | يُضحونَ بإنفسهم من اجل إحياء بعض الألِه؟ |
Bügünlerde iyi yardımcılar diriltmek oldukça zor. | Open Subtitles | يصعب كثيراً إحياء مساعدة جيّدة هذه الأيّام |
Aslan Mührü'nün koruyucusu olan, İngiltere kabinesinin yönetimini yeniden diriltmeye karar verdim. | Open Subtitles | لقد قررت إحياء منصب مستشار إنجلترا، و حارس خاتم الأسد |
Bizler Fuuma Klanını hayata döndürmek için gücünüzün bir parçası olmak istedik! | Open Subtitles | نحن عشيرة فيوما نريد أن نحصل على قوتك أملاً غي إحياء عشيرتنا |
Bakacak olursak, 70'lerin başında Hindistan'ın en önemli projelerinden biri köy okullarında temel fen bilgisi dersini yeniden hayata geçirmekti. | TED | الآن في بداية السبعينيات، أحد أعظم البرامج في الهند هو إحياء العلوم في المدارس الإبتدائية القروية. |
Siyaseti; daha iyi bir dünyanın hayallerini kurma ve tasarlama gücü olarak yeniden canlandırmalıyız. | TED | يجب علينا إحياء السياسة باعتبارها القدرة على تصور و إعادة التصور و إعادة التصميم من أجل عالم أفضل |
Rüzgar, su ve ateş yavaşça dirildi; sen ve ben uzlaştık, ritmler yeniden uyumlandı, hüzünler yeşillendi. | TED | فتم إحياء الرياح والماء والنار بلطف حالفنا التوفيق، أنت وأنا، وانتظمت الإيقاعات، وأصبح الزرق خضرًا. |
Baba kız olarak ilişkimizi yeniden canlandırmak için beni yemin törenine götürmek istiyor. | Open Subtitles | إنه يريد مني أن آخذ تعهد بالعزوبية حتى نتمكن من إحياء علاقة الأب-الابنة |
Bu hâle düşmene neden olan kariyerini canlandırmak yerine seni o klinikte mutlu, sağlıklı ve uyuşturucudan uzak bir halde kendi başına bırakmalıydım. | Open Subtitles | أنت فعلتها لي كان علي أن أترككِ سعيدة و صحية ورزينة في مركز إعادة التأهيل بدلاً من إحياء المهنة |
Heroes Reborn'da daha önce... | Open Subtitles | "في الحلقات السابقة من مسلسل (الأبطال - إحياء).." |
Bir bakıyorsunuz ölmüş sonra bir bakıyorsunuz hayatta. diriliş. | Open Subtitles | دقيقة ميت الدقيقة التالية حي، إحياء |
Bu eski Simerya kitabı garip gömme şekilleri, cinai kışkırtmalar ve şeytan diriltme hakkında yazılarla doluydu. | Open Subtitles | هذا النص السومري القديم إحتوى على مناسك الدفن الغريبة على التعزيم الجنائزي وممرات إحياء الشيطان |
Buna rağmen güneşin yeniden dirilişi, bahar ekinoksuna kadar kutlanmazdı. | Open Subtitles | على أية حال، هم لَمْ يُحتفلوا ب إحياء الشمسِ حتى الإعتدالِ الربيعيِ أَو - عيد فصح. |
Mükemmel katili diriltmek için işe mükemmel kötülüğü bulmakla başlamamız gerektiğine inandık. | Open Subtitles | كنا نعتقد أن ل إحياء القاتل الكمال كان علينا أن نبدأ مع الشر الكمال. |
Elimden geleni yaptım ama bu sanki ölüyü diriltmeye çalışmak gibiydi. | Open Subtitles | وهكذا, حاولت أنْ اجعله ينتصب بكل الوسائل. ولكن كان الأمر أشبه بمحاولة إحياء الموتى. |
Birkaç D'Haran'ı "Yaşam Nefesi" ile hayata döndürmek için neden o kadar yol gelsin ki? | Open Subtitles | لما تقطع كلّ تلكَ المسافة ، لتعيد إحياء بعض الدهاريون بزفير الحياه؟ |
Kimmer sanatçılarının ülkemizi ve kültürü canlandırmaya çalıştıkları gibi, biz de geleceğe ilerleyebilmek için birçok yol olduğunu gördük. | TED | في محاولتنا لإعادة إحياء بلدنا و ثقافتنا نجد بأن الطرق لمستقبل أفضل متعددة |
Kardeşiniz Charlie'nin dirilmesini de istemez misiniz? | Open Subtitles | ألا تريد أيضاً إحياء شقيقك (تشارلي) هو الآخر؟ |
Burası vampirleri bir ırk olarak canlandırma fikrini edindiğin yer. | Open Subtitles | من هنا جائتك فكرة إحياء مصاصي الدماء على هيئة سباق؟ |
Kız kardeş, anne, baba. Ölümlerini canlandırıyor. Onlarca yıl boyunca... | Open Subtitles | أخت، أمّ، أب، "إنّه يعيد إحياء موتهم، عقداً تلو الآخر" |
Üzerinde çalıştığı bir hayata döndürme büyüsü ile ilgili yazılar var. Onu ben de gördüm. | Open Subtitles | ثمّة شيء عن تعويذة إحياء كانت تعمل عليها |
Flack, sağlık görevlileri gelene kadar birinin, kurbanı hayata döndürmeye çalıştığını söylemişti. | Open Subtitles | أتذكر فلاك قائلا أن شخصا ما حاول إحياء ضحية قبل وصول المسعفين. |