Kaybolmadan bir ay önce GHO kongresindeydik. | Open Subtitles | قبل شهر من إختفائها كنا في مؤتمر المرصد الصحي العالمي للكونجرس. |
Kaybolmadan bir gece önce penceresinin altında ona bakan bir adam olduğuna bizzat tanık olmuşsunuz. | Open Subtitles | لقد شَهدِت شخصياً رجلاً يحدق بِنافذتها الليلة التي سبقت إختفائها |
İlaçla uyutulup, uyku tulumuna konmuş. Dört aydır kayıp olmasını açıklar. | Open Subtitles | خُدّرت ووُضعت في كيس للنوم، قد يفسر ذلك إختفائها لأربعة أشهر. |
Bu yüzden sabah işe geldiğimde kayıp olduğunu bilmeden "özür dilerim" notunu yazıp dolabına koydum. | Open Subtitles | و قد ترفع شكوى ضدي لذا حين وصلتُ للعمل هذا الصباح و قبل معرفتي بشأن إختفائها كتبت ملاحظة الإعتذار |
Ben Kaybolmasından etkilenmekle meşguldüm. | Open Subtitles | كنتُ مشغولاً جداً بإنذهالي أثناءَ إختفائها |
Aynı zamanda Sera'nın Kaybolduğu gece ona mesaj atmış ve sonra silmiş. | Open Subtitles | لقد راسل سيرا أيضا في ليلة إختفائها و من ثم حذف الرسائل |
Kızın kaybolduğunu bildiren bir arkadaşı varmış. Ailesi ile ilgili ne biliyoruz? | Open Subtitles | صديق بلّغ عن إختفائها هل سمعت شيئاً من العائلة؟ |
Onu da o ortadan kaybolduktan sonra gönderdiler. Yazmaya zorlamışlardır. | Open Subtitles | . أرسلوها بعد إختفائها من المحتمل أجبروها على كتابتها |
Kaybolmadan önce alkollü araç kullanmaktan tutuklanmış. | Open Subtitles | و قبل إختفائها أعتقلت بسبب السياقة تحت تأثير السكر |
Kaybolmadan önce telefonla konuştuğunu biliyoruz. | Open Subtitles | حسناً، نحن نعلم بأنها كانت على الهاتف قبل إختفائها. |
Bu kesinlikle Bayan Heffernan'ın Kaybolmadan önceki günlerde onunla bolca zaman geçirdiğini kanıtlıyor. | Open Subtitles | حسنا, هذا بتأكيد يثبت قضائك وقت كثير مع السيدة هيفيرنان فى الأيام السابقه قبل إختفائها |
Kaybolmadan önce beni görmeye gelmişti. | Open Subtitles | قبل إختفائها مباشرة، عرجت عليّ لرؤيتي |
Henüz 24 saat geçmedi mi? 48 saat geçmeden ...kayıp raporu hazırlayamayız. | Open Subtitles | تعنين أنّه لم يمضِ على إختفائها 24 ساعة, لا يمكننا ملء استمارات لمفقودين حتى تمضي 48 ساعة. |
Dört ay önce kız kardeşi, kayıp bildirimi yapmış. | Open Subtitles | أُبلغ عن إختفائها بواسطة شقيقتها قبل أربعة أشهر. |
Pek ciddi aramamışsın, iki gün boyunca kayıp bildirimi yapmadın. | Open Subtitles | لم تجتهد كثيراً لأنّك لم تبلغ عن إختفائها ليومين. |
Kaybolmasından bu yana 12 saatten daha az bir süre geçmiş. | Open Subtitles | و فعال لقد مر أقل من 12 ساعة منذ إختفائها |
Bu bant onun Kaybolmasından iki gün önce çekilmiş. | Open Subtitles | هذا الشريط يؤرّخ يومان قبل إختفائها. |
Onun ölümünden, yani Kaybolmasından sonra evindeki soygunu onlar yaptı. | Open Subtitles | كان يراقبني و يراقبك. الإقتحام بعد مدة صغيرة من موتها... يعني بعد إختفائها. |
Evet, ilki 6 ay önce diğeri ise geçen hafta Kaybolduğu gece yapılmış. | Open Subtitles | أجل, الأول قبل 6 أشهر و الآخر في الإسبوع الماضي ليلة إختفائها |
kaybolduğunu fark eden oldu mu bilmem ama Mösyö Gustave'la başımıza bir şey gelirse... | Open Subtitles | لا أعرف إن كان أحد لاحظ إختفائها بعد ولكن إذا حصل شيء لي (وللسيد( غوستاف.. |
DNA'sını 11 ay önce kaybolduktan sonra verilen bir numuneyle karşılaştırdım. | Open Subtitles | لقد بحثت في حمض النووي إزاء عينة أدرجت قبل 11 شهراً بعد إختفائها مباشرةً |
Karşılaşmakta olduğumuz bu olaylar korkutucu, çeşitli önemli türler, onlardan hoşlansanız da yada hoşlanmasanız da, Bizim için önemliler, birdenbire kaybolma nedenlerini, ne anlayabiliyoruz ne de engelleye biliyoruz. | Open Subtitles | أمر هام و مصيري بالنسبة لنا سواءً أعجبنا ذلك أم لا أسباب إختفائها أمر لا نستطيع تجنبه , ناهيك عن عدم معرفتنا لسببه |
Bu yüzden bundan senin kadar nefret ediyorum, fakat Ortadan kaybolmasıyla ilgili soruşturma... | Open Subtitles | لذا أنا لستُ مُعجباً بذلك القرار أكثر منك لكن التحقيق بشأن إختفائها |