Teselli için başvurduğu haplara ve alkole bağımlılığı artıyordu. | Open Subtitles | و وجدت الممثلة المواساة من إدمانها على الحبوب و الكحول |
Ama teşhisimin sebebi onun alkol bağımlılığı değil. | Open Subtitles | إدمانها للكحول ليس أساس تشخيصى |
İçkiye olan düşkünlüğü aniden mi arttı? | Open Subtitles | عل سبيل المثال ؛ هل إدمانها الشديد على الشراب حدث فجأة ؟ |
Bilmediğin şey ise onun seks bağımlılığını kontrol altına alması. | Open Subtitles | الذي لا تعرفينه أنها متحكمة في مشكلة إدمانها. |
Uyuşturucu alışkanlığını beslemeyeceğiz. | Open Subtitles | نحن .. لن نساعدها في إدمانها |
Madde bağımlılığından ötürü bir sene önce velayeti geçici olarak kaybetmiş. | Open Subtitles | وخسرَت الوصاية مؤقّتًا قبل عام بسبب إدمانها المخدّرات |
Bu onun çanta ve ayakkabı düşkünlüğü hakkında. | Open Subtitles | هذا بشأن إدمانها لحقائب اليد والأحذية |
Ama kameraların çalışmasına sadece beş gün kala Weinstein Marilyn 'in duygusal sorunlarını ve bağımlılığını doktorunun da çözemeyeceğinden korkuyordu. | Open Subtitles | لكن قبل خمسة أيام من بداية دوران الكاميرات لتصوير الفيلم كانت مخاوف المنتج هنري واينشتاين أن حل مشاكل مارلين العاطفية و إدمانها |
Onun bağımlılığını sordular. | Open Subtitles | لقد سألوا عن إدمانها |
Evdeki tüm emzikleri topluyorum çünkü Joe bugün bu alışkanlığını bırakacak. | Open Subtitles | أنا أجمع كل لهّاية بهذا المنزل لأنه من اليوم فصاعداً (جو) سيتوقف عن إدمانها |
Evdeki tüm emzikleri topluyorum çünkü Joe bugün bu alışkanlığını bırakacak. | Open Subtitles | أنا أجمع كل لهّاية بهذا المنزل لأنه من اليوم فصاعداً جو) سيتوقف عن إدمانها) |
Bir gece sonra bağımlılığından kurtulmuş olacak. | Open Subtitles | سينهي هذا إدمانها بليلة |