Şimdi, müsaadenizle, senatörü yeterince uzun süre beklettim. | Open Subtitles | الآن، إذا عذرتموني لقد جعلت السيناتور ينتظر طويلاً |
Şimdi müsaadenizle yukarı çıkıp duş alacağım. Mutfaktan yine ses gelmeye başlarsa bana seslenirsin. | Open Subtitles | لذا إذا عذرتموني ، سأذهب للأعلى وأستحمّ |
Şimdi müsaadenizle kusmaya gidiyorum. | Open Subtitles | والآن إذا عذرتموني عليّ أن أتقيأ |
Şimdi, izninizle beyler, hemen döneceğim. | Open Subtitles | الآن, إذا عذرتموني أيها السادة سأعود حالًا |
Şimdi izninizle, Stewie'nin odasından benim olmasını istediğim üç şeyi seçeceğim! | Open Subtitles | و الآن ، إذا عذرتموني سأختار ثلاثة أشياء من غرفة (ستيوي) تمنيت من قبل أن تصبح لي |
Şimdi, eğer izin verirseniz, katılmam gereken bir toplantım var. | Open Subtitles | أما الآن, إذا عذرتموني لديّ اجتماع لأحضره |
Şimdi izin verirseniz Mama's Family'i izleyeceğim. | Open Subtitles | و الإن إذا عذرتموني Mama's Family كنت أشاهد مسلسل |
Şimdi, müsaadenizle. | Open Subtitles | الآن, إذا عذرتموني |
Şimdi izninizle, Tanrı yüzlerce ruhu denizin dibine göndermeyi uygun gördü arkadaşlarımın onların arasında olup olmadığını öğrenmeye çalışmalıyım! | Open Subtitles | والآن ,إذا عذرتموني الرب رأى أنه من المناسب إرسال مئات الأرواح لقاع البحر وأنا علي أن أحاول وأكتشف إذا ماكان أصدقائي من بينهم! |
- Şimdi izninizle... | Open Subtitles | ...الآن إذا عذرتموني |
Ben sana verdim . eğer izin verirseniz , | Open Subtitles | و أنا قدمته لكم, و الآن إذا عذرتموني |
Şimdi eğer izin verirseniz, işletmem gereken bir iş var. | Open Subtitles | الآن إذا عذرتموني . لدي عمل لأديره |
Şimdi izin verirseniz, gözümün ucuyla sağlıklı bir şişman aşağılanmasını hakeden bir şişman gördüm. | Open Subtitles | الآن إذا عذرتموني أرى بطرف عيني سمين |