Derler ki, sağlam bir evliliğin varsa her zorluğun üstesinden gelebilirsin. | Open Subtitles | يَقُولونَ بأنّه يُمْكِنُ أَنْ تَعْبرَ أيّ شئ إذا عِنْدَكَ زواج صلب. |
Başka konuşmak isteyen varsa yanıma gelsin, yoksa dağılın. | Open Subtitles | إذا عِنْدَكَ أيّ شئُ لقَوله، قُلْه، أَو إذهبْ إلى البيت. |
Bir öğleden sonra boş vaktin varsa, bana heyecan verici yerleri gösterebilirsin. | Open Subtitles | حَسناً، إذا عِنْدَكَ العصر في وقت ما، لَرُبَّمَا أنت يُمْكِنُ أَنْ تُشوّفَني كُلّ البقع الساخنة. |
eğer annen olarak bana saygın varsa, cevap ver. | Open Subtitles | إذا عِنْدَكَ أيّ إحترام لي مطلقاً كأمّكَ، فقط أخبرُيني. |
eğer bir mesajın varsa bizi kullan. | Open Subtitles | إذا عِنْدَكَ رسالة، قلها من خلالنا. إستعملْنا. |
eğer bir sorunun varsa, sorun senindir, benim değil. | Open Subtitles | إذا عِنْدَكَ مشكلة، فانها ستكون مشكلتُكَ الداعرةُ، لا تخصني |
Gücünüz varsa bunu toplumunuzun ihtiyaçlarını karşılamak için kullanırsınız. | Open Subtitles | لأن إذا عِنْدَكَ قوَّةُ، تَستعملُه لتَلْبِية حاجاتِ جاليتِكَ. |
Söyleyeceğin bir şey varsa, bunu ben de pekâlâ söyleyebilirim. | Open Subtitles | إذا عِنْدَكَ شيءُ لقَول، أنا قَدْ أَقُولُ شيءَ أيضاً. |
- Beyaz şarap sirkeniz varsa hemen çıkarır o. | Open Subtitles | إذا عِنْدَكَ بَعْض خلِّ النبيذِ الأبيضِ، سيقوم بإزالته ماذا؟ |
İkinci olarak, eğer özel bir bağlantın varsa hiç deponun senin dikkatini çekmeye çalıştığını düşündün mü? | Open Subtitles | الثانية، إذا عِنْدَكَ هذا الإتّصالِ الخاصِّ، إعتبرتَ أبداً الذي لَرُبَّمَا المخزن يُحاولُ أَنْ يُصبحَ إنتباهكَ؟ |
Victor, eğer beni kazanmak gibi bir ümidin varsa, bunu ispat etmenin tam zamanıdır. | Open Subtitles | إذا عِنْدَكَ أيّ آمال لفوزي، الآن اللحظةُ لإثْباته. إستمرّْ. إستمرّْ! |
Kenarda paranız varsa, bir seyahate çıkabilirsiniz. | Open Subtitles | إذا عِنْدَكَ أيّ مدّخرات، أنت قَدْ تُفكّرُ بأَخْذ رحلة , عطلة . |
eğer her cuma akşamı yemeğe gelen acılarının yaşayan bir hatırlatıcısı yoksa tabii. | Open Subtitles | لا إذا عِنْدَكَ رسالة تذكير حيّة مِنْ ألمِكِ تَجيءُ للعشاءِ كُلّ يوم جمعة ليل. |
Bak, eğer ifadem için herkesin nabzını yoklamak zorundaysan biraz kibar ol. | Open Subtitles | لذا، إذا عِنْدَكَ لضَخّ كُلّ شخصِ لعذرِي، يَكُونُ غير ملحوظَ : |
Timmy, eğer işte yapmak zorundaysan tuvaleti kullan. | Open Subtitles | تيمي، إذا عِنْدَكَ ليَعمَلُ ذلك في العمل، خُذْه في غرفةِ الرجالَ. |
eğer kendini öldürmekle korktuğun birşeyi yapmak arasında seçim yapacak olsan neden korktuğun şeyi seçmeyesin? | Open Subtitles | إذا عِنْدَكَ إختيار بين قتل نفسك، و... ... عَمَلالشيءِالذىتخافىمِنْعَمَله ... ... لملا تفعلىُالشيءُ الذى تخافى منه؟ |