Tamam,söylüyorum.demek istediğim birisi ne iş yaptığını sorarsa. | Open Subtitles | حسن ، أنا أعني ، إذا قال أحدهم : أليسون ، ما هو عملك؟ |
Örneğin, birisi "Kansere yakalanma olasılığım, yaklaşık yüzde 50." dediyse, "Haberler iyi. | TED | فمثلاً إذا قال أحدهم: "إمكانية إصابتي بالسرطان حوالي 50 %"، و قلنا له: "إسمع! |
Ama birisi, "Benin kansere yakalanma olasılığım, yaklaşık yüzde 10." dediyse, biz de "Haberler kötü. | TED | لكن إذا قال أحدهم أول ما قال، "إمكانية إصابتي بالسرطان هي حوالي 10%"، و قلنا: "إسمع! خبرً غير سار. |
eğer birisi "Ah, ben resmi gördüm" derse o bir kaç ay sonra o resim omlayabilir | TED | إذاً, إذا قال أحدهم, "ياه, إنني أرى اللوحة" فربما أنها لن تكون نفس اللوحة بعد شهور قليلة. |
Biliyorsun birisi birşey söylerse...ve biliyorsun onlar... | Open Subtitles | تعرفين ، إذا قال أحدهم شيئا ، وأنت عرفتي ما بخاطره إنهم سوف ... .. ـ |
Rosie O'Donnell'den nefret ederim ama birisi "Elimde Rosie O'Donell'in delice sikiştiği kaseti var"dese "Bu siktiğimin kasedini hemen niye izlemiyoruz?" diye sorarım. | Open Subtitles | أنا أكره (روزى او دانيل) ولكن إذا قال أحدهم:" لدى شريط لـ(روزى أودانييل) وهى تُضاجَع" سوف أقول" لما لا نشاهد هذا الآن"؟ |
Örneğin, kibarca birşey isterken, birisi " bana guacamole sosunu uzatabilirseniz, bu harika olurdu" der. Ne demek istediğini açıkça anlarız. Her ne kadar ifade ediş biçimi biraz garip olsa da. | TED | مثلاً، في الطلبات المهذبة، إذا قال أحدهم: "إذا كان بامكانك أن تمدني بفاكهة المحامي (سلاطة)، سيكون ذلك رائعاً،" نعرف تماماً ماذا يقصد، بالرغم من أن ذلك تصور غريب صُرِح بِه. |