Eğer aşka inanıyorsanız, ellerinizi çırpın! Eğer buraya sevdiceğinizle geldiyseniz onun ellerini tutun. | Open Subtitles | إذا كنت تؤمن بالحب صفق باليدين إذا كنت هنا مع الشخص الذي تحب |
Eğer buraya asil bir saç şekli için geldiysen, korkarım beklemek zorundasın. | Open Subtitles | إذا كنت هنا من أجل تصفيف شعر ملكي فأخشى أنك ستضطر إلى الإنتظار |
Eğer buraya tekrar limuzin için özür dilemeye geldiysen, dert etme. | Open Subtitles | إذا كنت هنا للاعتذار حول الليموزين مرة أخرى، لا تقلقي. |
Buraya daha önceden geldiysen Mulder, yakın bir zamanda olamaz. | Open Subtitles | إذا كنت هنا, مولدر, فلا اظن أن هذا حدث حديثاً. |
Eğer burada onun sonumuz olacak veya bizi kurtaracak işini yapmak için bulunuyorsanız, peki öyle olsun. | Open Subtitles | إذا كنت هنا لتفعل ما كان سيفعله سواء كان إدانتنا أو إنقاذنا إذاً ليكن مايكون |
Ve Lauren, eğer buradaysan ve beni görmezden geliyorsan. Zorla içeri girdiğim için üzgünüm! Gördün mü? | Open Subtitles | و لورين إذا كنت هنا و تتجاهلينني أنا آسفة للإقتحام |
Eğer buraya Chase ve Foreman hakkında bağırmak için geldiysen bu bekleyebilir. | Open Subtitles | إذا كنت هنا لتوبيخي بشأن موقف (فورمان) و (تشايس) يمكنك الإنتظار |
Eğer buraya Chase ve Foreman hakkında bağırmak için geldiysen bu bekleyebilir. | Open Subtitles | إذا كنت هنا لتوبيخي بشأن موقف (فورمان) و (تشايس) يمكنك الإنتظار |
Dinle, Eğer buraya eski işin için geldiysen... | Open Subtitles | اسمع ، إذا كنت هنا لأجل عملك القديم... |
Annie, Eğer buraya açığa alınmanı tartışmaya geldiysen bu konuda yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | (آني)، إذا كنت هنا لمناقشة توقيفك عن العمل لا يوجد شيء يمكنني القيام به حيال ذلك |
Lahana çorbası ya da buğday çimi önermeye geldiysen hiç havamda değilim. | Open Subtitles | إذا كنت هنا من أجل الوعظ أو لثرثرة مزعجه, ليس لدي مزاج |
Şerif, eğer protesto iznim hakkında canımı sıkmaya geldiysen... | Open Subtitles | أيها المأمور إذا كنت هنا لتشكك في تصريح التظاهر |
Adliyenin güvenlik kamerası için geldiysen bil ki hiçbir şey çıkmadı. | Open Subtitles | إذا كنت هنا عن محكمة كاميرا الأمن، لا يوجد شيء. |
Eğer burada olacaksam merkezde olmalıyım ben. | Open Subtitles | إذا كنت هنا أفضل أن أكون في مركز الطوارء |
Eğer burada durup"Kızlarım bugün nasıllar" diyecekseniz size bir şey söyleyeyim klasik laflarınızı dumak istemiyoruz. | Open Subtitles | استمعن... إذا كنت هنا لتفعل واحدة من " كيف حال بناتي اليوم؟ " الآن دعني أخبرك بعض الأشياء أنتلاتريدأنتسمع "روتينيات"، |
Eğer Gravowski'lerin düğünü için geldiyseniz soldan ikinci kapıdan gireceksiniz. | Open Subtitles | إذا كنت هنا لحفل زفاف كرافزكي، فإنه في الطابق الثاني على اليسار. |
eğer buradaysan bu demektir sende uyuyakalmışsın. | Open Subtitles | إذا كنت هنا معي فأنت أيضاً نائمة |