Moloch'un onun için planladığı rolü oynayacak, ve bunu kendi isteğiyle yapacak. | Open Subtitles | ستقوم بلعب الدور الذي قام بأختياره لها و ستقوم بذلك بمحض إرادتها |
Arabaya ya kendi isteğiyle biner ya da seni öldürür, onu da arabaya atarım. | Open Subtitles | إما تركب الشاحنة ،بمحض إرادتها أو سأرديك وأرغمها لها الخيار |
Bayan Ellsworth kendi iradesiyle, benimle görüşmek istiyor. | Open Subtitles | الآن كما يبدوا بقوة إرادتها فهي ترغب بلقاء معي |
2077'i rızası dışında terk etti ve Özgürlük'ün yapabileceğinden çok daha fazla geleceği değiştirdi. | Open Subtitles | غادرت 2077 ضد إرادتها أنها فعلت المزيد لتغيير مستقبل ليبرا 8 يمكن أن يكون من أي وقت مضى |
İsteği dışında onunla olduğu açıkça belli. | Open Subtitles | لقد كان من الواضح أنها إحتجزت ضد إرادتها |
Böyle bir şeyi kendi rızasıyla yapmış olamaz. | Open Subtitles | أعلم أنها لن تفعل شيئاً كهذا بمحض إرادتها. |
Arzusu dışında tutulmuyordu. | Open Subtitles | لم يتم احتجازها رغماً عن إرادتها |
Ama dolunay olduğu zaman, kurban kendi iradesini kaybeder. | Open Subtitles | ولكن مع اكتمال القمر تفقد الضحية إرادتها |
Söylentilere göre de tamamen kendi isteğiyle. | Open Subtitles | إنها في طريقها إلي الآن بكل المقاييس، لقد جاءت إلي بمحض إرادتها |
Shanti Sabera'yı kendi isteğiyle bıraktı. | Open Subtitles | شانتي تركت المدرسة بمحض إرادتها. |
Yukarı kendi isteğiyle çıkmamıştır herhalde. | Open Subtitles | لا أفترض أنها صعدت هناك بمحض إرادتها |
Kendi isteğiyle bırakabilirdi. Ona tavan arasındayken ne söyledin? | Open Subtitles | لعلّها غادرت بمحض إرادتها - ماذا قلت لها في العليّة؟ |
Hayır, biz Anya'yı çalmadık o, kendi hür iradesiyle bize katıldı. | Open Subtitles | لا، لم نكن سرقة آنيا. وانضمت إلينا إرادتها الحرة. |
Müvekkil kendi hür iradesiyle geldi. | Open Subtitles | العميلة أتت إليّ بمَحْض إرادتها. |
Kendi özgür iradesiyle geri dönmesi sizi rahatsız mı eder? | Open Subtitles | هل يزعجك أن تعود بملئ إرادتها ؟ |
- rızası dışında tutulduğuna inanıyorlar ve güvenli bir şekilde dönmesi için yalvarıyorlar. | Open Subtitles | انهم يعتقدون أنها حُبست ضد إرادتها وينشدون عودتها سالمة |
Onu rızası dışında sekse zorluyorsun. | Open Subtitles | أنت أجبرتها على ممارسة الجنس بغير إرادتها. |
Onu, rızası dışında alıkoyuyorlar. Onu görmeme izin vermezler. | Open Subtitles | لقد وضعوها رغماً عن إرادتها لن يدعوني أراها |
Hiç bir kadın burada zaman geçirmek istemez isteği dışında değilse tabii. | Open Subtitles | لا تُوجد امرأة قد قضت وقتاً هنا إلاّ لو كان ذلك رغم إرادتها. |
Departmanınonu kadın avcısı zengin bir adamla kendi isteği dışında zorla takılmasını istemesine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدّق أنّ الإدارة تُجبرها على التسكّع مع رجل غنيّ مُلاحق للنساء ضدّ إرادتها. |
İmkanı olsa beni arayacağını biliyorum, bana bunu düşündürten şey ise isteği dışında bir yerde tutuluyor olması. | Open Subtitles | أعلم أنها كانت ستتصل بي إن استطاعت وهذا يجعلني أعتقد أنها محتجزة بمكان ما ضد إرادتها |
Atom altı bağlar birbirine denktir. Bu bağı onun kendi rızasıyla bozması gerekir. | Open Subtitles | يجب أن تكسر هي تلك العلاقة، أن تنسى بمحض إرادتها |
Gücümüzle, onun iradesini yerine getir. | Open Subtitles | {\pos(290,180)\b1\fs30} "بواسطة قوتنا ،أعد إليها إرادتها" |
Seni özgür iradeli bir drakulina bile yapmayacağım. | Open Subtitles | لا أريد أن أقوم بتحويل مصاصة دماء لها إرادتها الخاصة |
Arabaya ya kendi istegiyle biner ya da seni öldürür, onu da arabaya atarim. | Open Subtitles | إما تركب الشاحنة ،بمحض إرادتها أو سأرديك وأرغمها لها الخيار |