İyi vurdum, ama sanırım düşerken kafasını kapıya falan çarptı. | Open Subtitles | أخفته بشكل جيد ولكن اعتقد أن رأسه قد إرتطم بالباب |
Merdivenlerden iniyorduk ve düştüm, ve kafasını çarptı. | Open Subtitles | أنا .. أنا كنت أحملها أسفل الدرج وسقطت، ورأسها إرتطم |
Ama diyelim Dünya'ya şimdi çarptı dinozorları düşünün. | Open Subtitles | لكن ماذا لو إرتطم بالأرض الآن؟ عليك ان تتذكر الديناصورات |
Gezegen büyüklüğünde bir cisim Dünya'nın merkezinden uzak yatay bir açıyla çarptı ve kabuğundan büyük bir parçayı kopararak uzaya savurdu. | Open Subtitles | كوكب بنفس حجمه إرتطم بالأرض في مركزها وفجّر كمية كبيرة من قشرت الأرض إلى الفضاء |
Bir kurşundan 20 kat fazla bir hıza sahip olan 15 kilometre büyüklüğünde bu asteroit, Meksika Körfezi'ne çarptı. | Open Subtitles | ،مسافراً بـسرعة أكبر من رصاصة مندفعةٍ بـ20 مرة و عرضه 15 كيلومتراً، إرتطم بقوة في خليج المكسيك |
Bir şeye çarptı. Orada hiçbir şey yok. Neye çarptı peki? | Open Subtitles | لقد إرتطم بشئ ما هناك شئ ما, ما هذا الشئ؟ |
Manyağın teki ona çarptı, sonra arabasına atıp götürdü. | Open Subtitles | مجنون ما إرتطم به بالسيارة و وضعه في السيارة وذهب |
Evet, çatıdan bir parça bana çarptı. | Open Subtitles | هل أنت بخير؟ أجل، شيء من السقفية إرتطم بي |
Kafası kaldırıma çarptı mı? | Open Subtitles | هل إرتطم رأسه بالرصيف ؟ |
Kafasını fena çarptı. | Open Subtitles | لقد إرتطم رأسهُ بقوةٍ |
Sonra birdenbire, kola dolabına çarptı. | Open Subtitles | إرتطم بثلاجة الصودا؟ |
Arabana çarptı. | Open Subtitles | وقد إرتطم بعربتكَ |