seçici davranacak durumda değilim. | Open Subtitles | أقصد , أنا لا أستطيع حقاً أتحمل أن أكون صعب إرضاءه |
Bu biraz ürkütücü ama sanırım öldüğün zaman çok seçici olamazsın. | Open Subtitles | انها نوع من زاحف، ولكن أعتقد أنك لا يمكن أن يكون من الصعب إرضاءه جدا وأنا ميتة. |
Onu memnun etmeye çalıştım ama daha çok çalışmalıydım. | Open Subtitles | حاولت بجد إرضاءه... ... ولكن كان ينبغي لي أن حاولت أكثر صعوبة. |
Onu memnun etmesi zordu. | Open Subtitles | من الصعب إرضاءه |
Memnun etmek konusunda endişe etmen gereken kişi ben değilim. | Open Subtitles | لستُ من عليكَ القلق بشأن إرضاءه |
Memnun etmek mi? Ne şekilde? | Open Subtitles | إرضاءه بأي شكل؟ |
Kate, canım, bu kadar seçici olmayı bırak. | Open Subtitles | كيت، والعسل، والتوقف عن كونه من الصعب إرضاءه جدا. |
Belki müşterilerimiz konusunda çok da seçici olmamalıyız. | Open Subtitles | ربما لا يكون صعب إرضاءه حول انواع العملاء الذين نتعامل معهم |
seçici değilimdir. | Open Subtitles | أنا شخص لست من الصعب إرضاءه |
seçici olduğumu kim söyledi? | Open Subtitles | أنا لست من الصعب إرضاءه. |
seçici olmanın sırasımı. | Open Subtitles | لا يكون من الصعب إرضاءه. |
O memnun etmesi en kolay adam değil. | Open Subtitles | ليس رجل سهل إرضاءه بالضبط |