Kuru temizlemeci olayı operasyonlarını gizlemek için gerçekten Olağanüstü bir yol. | Open Subtitles | أجل، أقصد، محل رائع للتنظيف الجاف كانت تلك واجهة إستثنائيّة لعمليّاتك. |
Bu, Olağanüstü bir görevdi ve kutlamayı hak ediyor. | Open Subtitles | لقد كانتْ هذهِ مهمةً إستثنائيّة وتتطلبُ إحتفالاً مبهجاً |
Olağanüstü bir hikaye bu. | Open Subtitles | إنّها قصّة إستثنائيّة |
Bu çikolata kesinlikle Madagaskar'dan. Yüzde 70'i saf diyebilirim. Olağanüstü bir tohum. | Open Subtitles | هذه من الواضح أنّها من (مدغشقر)، وأقول أنّها نقيّة بنسبة 70%، حبّة إستثنائيّة |
- Ayrıca Olağanüstü bir kadınsın. | Open Subtitles | و إمرأة إستثنائيّة |