Öğrencilik yıllarımda, Birgün dekan beni yanına çağırdı ve, | Open Subtitles | و في يوم ما حينما كنتُ طالباً إستدعاني المدير |
Yani Suraj Maan Singh sabah seni de toplantıya çağırdı. | Open Subtitles | أعني أن سوراج مان سينج قد إستدعاني - من أجل إجتماع في الصباح |
Birkaç hafta önce, beni ofisine çağırdı. | Open Subtitles | منذ بضعة أسابيع، قد إستدعاني لمكتبه |
Beni ofisine çağırdı,... karşısına oturttu ve "Ricky..." | Open Subtitles | إستدعاني إلى مكتبه، جلس بجواري، وقال: "(ريكي) |
Beni ilçe hapishanesine çağırdı. | Open Subtitles | إستدعاني إلى المقاطعة |
Riddle, çağrı zamanlarımızla ilgili konuşmak için beni karargaha çağırdı. | Open Subtitles | لقد إستدعاني (ريدل) إلى مقر القيادة العامّة لجلسة التحقيقة الخاصة بزمن إستجابتنا |