Vaktimi ve enerjimi sevdiğim insanlarla mücadele ederek harcamak istediğim en son şey. | Open Subtitles | اخر شيء احتاجه هو إضاعة الوقت والطاقة هنا القتال مع الاشخاص الذين أحبهم |
Eğer zamanınızı harcamak istiyorsanız, fakir bir mahalle lisesinde ders verin. | Open Subtitles | إن كنتنّ تودّن إضاعة وقتكن، إذهبا لتعليم الطّلاب في المدرسة الثانوية. |
Size burada, öz farkındalığa ulaşmaya çalışmanın boşuna zaman kaybı olduğunu söyleyecek değilim. | TED | أنا لست هنا اليوم لأخبركم أن السعي وراء الوعي الذاتي هو إضاعة للوقت. |
ancak... burada zaman harcamayı bırakıp,sasuke nin peşinden gidelim. | Open Subtitles | ..لكن لا يمكننا إضاعة المزيد من الوقت لنلحق بساسكي |
Bugün "bugün"dür ve zamanımızı tartışarak heba etmeyelim. | Open Subtitles | واليوم هو اليوم ، ونحن لا ينبغي أن يكون إضاعة أنها مجادلة كل منهما مع الاخر. |
Çok arkadaş kanlısı bir şekilde yaklaşmazsam alınmayın ama yakında babamla birlikte kalacağım ve vaktimi kısa süreli ilişkilerle israf etmekten hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | أرجو ألا تشعروا بالإساءة إذا لم أكن ودّية لكني سأعيش مع أبي قريبًا ولا أحب حقًا إضاعة الوقت على علاقات قصيرة المدى |
Bütün bunların ardından, zihinsel enerjiyi boşa harcamak sizce de aptalca olmaz mı? | TED | بعد كل هذا، ألا تعتقد أنه من الغباء إضاعة الطاقة العقلية؟ |
Göğüs aranı göster, şeklini koru. Anladın mı? Zamanımızı daha fazla harcamak ister misin? | Open Subtitles | اظهرى نفسك أم أنكِ تريدى إضاعة المزيد من الوقت ؟ |
Eğer evrensel bir sıfırlama düğmesi varsa nezaketle vaktini harcamak niye? | Open Subtitles | حسنا, طالما هناك زر ما لإعادة تشغيل الكون فلم إضاعة الوقت على الأدب؟ |
Bak, bu zaman kaybı. Söyleyecek hiç bir şeyim yok. | Open Subtitles | أنظر , هذا إضاعة للوقت لايوجد لدي شيء لقوله |
- Bu bir zaman kaybı. - Athar size yardım edemediği için pişman oluyor. | Open Subtitles | هذه إضاعة للوقت آثار تأسف أنها لا يمكنها مساعدتكم |
Müttefiklerin... birbirine zeki yanıtlar vermesi sence zaman kaybı değil mi? | Open Subtitles | لذا، أليس التهكم في الإجابات بين الحلفاء يعتبر إضاعة للوقت؟ |
Neden zamanımızı harcamayı bırakıp, bize profesyonel fikrinizi söylemiyorsunuz? | Open Subtitles | إذاً ما رأيكِ في عدم إضاعة وقتنا و إعطائنا رأيكِ المتخصص؟ |
Bütün gece hayatımı nasıl heba ettiğimi ağladığımda, aslında kendime hak veremiyordum çünkü kendi oğlumunkini de heba etmiştim. | Open Subtitles | وكنت لأبكي طيلة الليل على إضاعة حياتي، إلا أنني لا أستطيع السماح لنفسي بالبكاء مطلقا لأنني أضعت أبني. |
Bunun içinde tüm enerjimizi israf etmeden ortaya koymalıyız,tamam mı? | Open Subtitles | دون إضاعة كل طاقتنا في ذلك ض ذ ينبغي أن تحدد، حسنا؟ |
Nasıl da ziyan edilmiş bir hayat! ziyan edilmiş hayat mı? | Open Subtitles | ، يا لها من مأساة . يا لها من إضاعة لحياة |
Eğer bunu inkâr edeceksen, zamanımı boşa harcama, çeneni kapa. | Open Subtitles | طالما أنك ستنكر الأمر ، فكف عن إضاعة وقتى واخرس |
Artık işle, okulla, sevgiliyle veya partnerlerle zaman kaybetmek yok. | Open Subtitles | من الأن , لا مزيد من إضاعة الوقت بالعمل أو المدرسة أو مع الحبيب , أو الشريك |
Burada yine zaman ve cephane mi harcıyorsun, Marcus? | Open Subtitles | هنا إضاعة الوقت و الذخيرة مرة أخرى، ماركوس؟ |
Yemin ediyorum, onun yüzünden seni ölü bulursam, vaktimi boşa harcadığın için kulağını tekmelerim. | Open Subtitles | لقد أقسمت بهذا الأمر سوف أجدك ميناً بسببه سوف أركل جثتك في الجدول على إضاعة وقتي |
Aptal zaman kaybetmeyi bıraksan iyi olur. | Open Subtitles | أيها الأحمق، من الأفضل أن تتوقف عن إضاعة الوقت. |
Bitmediyse de lütfen beni bir şeyle suçlayın aksi hâlde ikimiz de boşa vakit harcıyoruz. | Open Subtitles | Cecause إن لم يكن، ثم الرجاء تهمة لي بشيء، وإلا كنت إضاعة كل من عصرنا. |
Baylar, eğlenceliydi, ...ama daha fazla zaman harcayamayız. | Open Subtitles | حسناً أيها السادة.. كان هذا مضحكاً لكن لا يمكنني إضاعة المزيد من الوقت |
Bazı önsezilerini bekleyerek zaman kaybedemeyiz. | Open Subtitles | لا يمكننا إضاعة الوقت بإنتظار أن يطرأ علينا حدس ما |
Vaktimi boşa harcaman bittiyse bana bir fikir bul. | Open Subtitles | والآن، بما إنك انتهيتي من إضاعة وقتي لقد اعطيتيني فكرة |