Görevi güveni yeniden inşa etmek olarak belirlemek, bence bazı şeyleri geriye götürüyor. | TED | أعتقد أنّ وضع مهمة إعادة بناء الثّقة نصب أعيننا ستكون له نتائج عكسيّة. |
Ülkemizi yeniden inşa etmek istiyorduk, beş yıllık planlarımız vardı. | Open Subtitles | كنا نرغب في إعادة بناء بلدنا وكانت لدينا خطط خمسية |
Su kemerini tamir ederken, 30 kiliseyi yeniden inşa etmeliyim. | Open Subtitles | بينما نعيد ترميم القناة، يجب عليّ إعادة بناء 30 كنيسة |
Bu nedenle ben düşündüm ki, mimarlar olarak bile... ...geçici konutların yeniden inşası sürecine dahil edilebiliriz. | TED | لذا فكرت أنه و رغم أننا مهندسين معماريين و لسنا مهندسين مدنيين إلا أنه يمكننا أن نشارك في إعادة بناء مساكن مؤقتة. |
Koca bir kültürü tekrar inşa etmeye çalıştığımı görmüyorlar mı? | Open Subtitles | لا يستطيعون رؤيه هذا انا احاول إعادة بناء ثقافة بأكملها؟ |
Eğer öyle bir şey olursa ve uçak enkazını bulursak uçağı yeniden yapmak mümkün olabilir, sizin günlüğünüz sayesinde. | Open Subtitles | إن حصل هذا, وانتشلنا الطائرة قد نتمكن من إعادة بناء معدات كافية بواسطة مذكراتك, طالما هى |
Yarın, şehir merkezini yeniden inşa etmektense, şehri genişletme konusundaki fikrini açıklayacak. | Open Subtitles | غدا , سيعلن خطة لتوسيع المدينة بدلا من إعادة بناء مركز المدينة |
Umuyorum ama beraberce ortak bir şekilde, altyapımızı yeniden inşa edeceğiz. | Open Subtitles | كما نآمل معاً في إطار الشراكة، نستطيع إعادة بناء البنية التحتية |
Çünkü eğer şehirleri yeniden inşa etmeyi öğreneceksek onlara ihtiyacımız olacak. | TED | لأننا سنكون بحاجة إليها إذا كنا نتعلم كيف ستعمل على إعادة بناء البلدات. |
Buradaki insan topluluğuyla birlikte, sizlerle kenetlenmek bir ayrıcalık olurdu. bir adım atın ve dünyanın her yerinde güveni yeniden inşa edin. | TED | مع مجموع الناس هنا، قد يكون من الشرف التعاضد معكم والمضي قدمًا في إعادة بناء الثقة في أرجاء المعمورة. |
Hastalarımız yaşayabilsin ölmesinler diye diğer yardımseverler ve ben hastaneyi kan, ter ve gözyaşıyla yeniden inşa ettik. | TED | بذلت أنا وزملائي عمال الإغاثة الغالي والنفيس في إعادة بناء المستشفيات حتى يعيش المرضى وينجوا من الموت. |
Bu nedenle yeniden inşa etmeyi önerdim. Bağış kampanyası düzenledim. | TED | لذا اقترحت إعادة بناء. فقمت بجمع التبرعات. |
dedi. Kiliseyi yeniden inşa etmek için beş hafta harcadık. | TED | لذا قضينا خمسة أسابيع في إعادة بناء الكنيسة. |
heykelin kısmi yeniden inşası ve işte orada Musul Aslanı, projemiz kapsamında tamamlanan ilk yeniden inşa. | TED | إعادة البناء الجزئي للتمثال، وأيضاً أسد الموصل، أول إعادة بناء بالكامل من خلال مشروعنا. |
Köprümüzün yeniden inşası için yüklü bir bedelin altına girdik. | Open Subtitles | لقد شرعنا في إعادة بناء جسرنا بتكلفة باهظة |
Bu tesisi tekrar inşa etmek ne kadar sürer, farkında mısın? | Open Subtitles | -هل لديك أية فكرة كم سيستغرق إعادة بناء هذه المؤسسة ؟ |
Ancak görgü tanıklarının ifadeleri sayesinde kampın planını yeniden yapmak mümkün. | Open Subtitles | لكن شكرا للإثبات من شهود العيان من الممكن إعادة بناء مُخطط المعسكر |
Uygarlığımızı yeniden kurmaya başladığımız Orilla'nın konumunu belirlediler. | Open Subtitles | لقد عرفوا موقع أوفرلا الكوكب حيث أختار الأسغارد إعادة بناء حضارتنا |
Özetle, Bay Başkan ve Onurlu Yargıçlar bilinmeyen bir dünyanın yeniden inşasına kopuk bir katkı yıkıcı dünyalar yaratır. | Open Subtitles | الآن للتَلخيص، السّيد الرئيس و فخامةِ القضاة المساهمة المفصولة إلى إعادة بناء ذلك العالمِ المجهولِ، |
Bütün okulları yeni baştan inşa etmek bizi yeterince uğraştırdı. | Open Subtitles | واجهنا ما يكفي من المشاكل في إعادة بناء المدارس |
Birkaç yıldır kullanılmıyor... tepeden tırnağa yenilenmesi lazım, ama yine de bir klasik bu. | Open Subtitles | لقد كانت معطلة, تحتاج إلى إعادة بناء من الداخل لكنها مازالت كلاسيكية |
Oysa şimdi hiç birimizin asla yapamayacağı en yaratıcı projeye girişmek üzereydim: Bir hayatı yeniden kurmak. | TED | ولكن الآن أنا على وشك الشروع في المشروع الأكثر إبداعا الذي يمكن أن يفعله أي منا في أي وقت : إنه إعادة بناء الحياة. |
Ben bu kelimeleri sizin beyninize aktarırken de, siz yeniden yapılandırmak zorundasınız. | TED | وعندما أقوم ببث هذه الكلمات لأدمغتكم الآن، وجب عليكم إعادة بناء النمط في أدمغتكم. |
Suçlandıkları şey neydi? Vadesi dolmuş bir hava alanı inşa etmeye, onu yeniden yapılandırmaya çalışıyorduk. | TED | كنا نحاول بناء، أو إعادة بناء إلى حد كبير، مطار عفى عليه الزمن. |