Ben de ilk görüşümde öyle düşünmüştüm Doktor, lütfen yapmayın bunu bana. | Open Subtitles | هذا ما إعتقدته عندما قابلتك دكتورة أعطيني استراحه هنا |
Hikâyeyi ilk duyduğumda ben de öyle düşünmüştüm. | Open Subtitles | هذا ما إعتقدته بالضبط عندما تليت الرواية لأول مره |
Hadi gel, amcık ağızlı. Ben de öyle düşünmüştüm, korkak ibne. | Open Subtitles | هيا, يا إبن العاهرة ذلك ما إعتقدته, أيتها الغبية |
Tam düşündüğüm gibi. Seni bu yüzden buraya getirdim. | Open Subtitles | ذلك ما إعتقدته لهذا السبب أحضرتك إلى هنا |
Oh ,Tanrım. Bu düşündüğüm şeydi, çünkü benim bir işim yok artık. | Open Subtitles | ذلك الذي إعتقدته لانى لم احصل على اى وظيفه |
Arkadaşım olduğunu düşündüğüm herkes bana sırtını döndü ve bu benim içimi acıtıyor. | Open Subtitles | كل شخص إعتقدته أنّه صديقي دار ظهره على وهذا يأذي |
Dur biraz. sandığım kadar farklı değiliz. | Open Subtitles | . إنتظر لحظة . ليس بقدر الاختلاف الذى إعتقدته |
Başta iyi huylu bir kist olarak düşünmüştüm ama muhtemelen kistik higroma olmalı. | Open Subtitles | في البداية إعتقدته كيساً حميداً ولكن يبدو بأنه ورم كيسيّ رطب |
Ben de öyle düşünmüştüm. | Open Subtitles | هذا ما إعتقدته إذاً, لقد بحثتُ في الإنترنت |
- Ben de öyle düşünmüştüm. | Open Subtitles | -نعم ، ذلك الذي إعتقدته -ذلك الذي إعتقدته |
Test ettirinceye kadar ben de öyle düşünmüştüm. | Open Subtitles | هذا ما إعتقدته حتى قمتُ بفحصه. |
Aslında, tam olarak böyle düşünmüştüm. | Open Subtitles | في الحقيقة ، هذا بالضبط ما إعتقدته |
Başarısız çıkma deneyimimi bir sonraki değişimde anlatırım diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | ...سأخبرها بنتيجة الموعد الكارثيّ ،في المرةّ القادمة التّي نتبادلُ فيها ...هذا ما إعتقدته |
Ben de öyle düşünmüştüm. | Open Subtitles | ذلك الذي إعتقدته |
Şu an ne düşündüğüm önemsiz ama nasıl olurda silahını doğrultarak suçsuzluğunu kanıtlayabileceğini umuyorsun? | Open Subtitles | ما إعتقدته لا يهمّ الآن، ولكن كيف يفترض بالضبط بتلويحك لهذا السلاح أن ينشئ براءتك؟ |
Diş fırçasının bir anlamı olduğunu biliyordum ve şükürler olsun ki düşündüğüm gibi bir anlamı yokmuş. | Open Subtitles | كنت أعرف أن هناك سببا في كون هذه الفُرشاة معي وأنا سعيد للغاية لأنه لم يكن السبب الذي إعتقدته |
İşin doğrusu o aslında düşündüğüm gibi biri değilmiş. | Open Subtitles | إنه فقط... إنه ليس إنه ليس الشخص الذي إعتقدته |
Oradayken tüm düşündüğüm buydu. | Open Subtitles | هذا كل ما إعتقدته طوال مدة وجودى بالأمر |
Benim düşündüğüm de bu. | Open Subtitles | هذا ما إعتقدته. |
En doğrusu olduğunu düşündüğüm şeyi yaptım. | Open Subtitles | لقد فعلت ما إعتقدته أفضل شيىء |
Orada olduğum son seferde,.. ...yeni bir fırsat olarak taze bir mezar olduğunu sandığım bir yer gördüm,.. | Open Subtitles | في اخر زيارتي للكوكب, وجدت ما إعتقدته مقبرة حديثة, |
- Evet çünkü bende öyle sanıyordum ama at kötü günündeydi. | Open Subtitles | قلت لي أننا سنفوز - هذا ما إعتقدته لكن أصيب الحصان بأمر ما - |