Başlangıçta bu sarsınıtının manyetik alandan ...Veya meteor bulutundan kaynaklandığını düşündük. | Open Subtitles | في البداية إعتقدنا أنه أحد الحقول تلك المغناطيسية |
Ne diyelim, biz daha iyisini düşündük. | Open Subtitles | حسناً . نحن إعتقدنا أنه من الأفضل أن لا نفعل |
Siz zamanında gelirsiniz diye gecikebiliriz sanmıştık. | Open Subtitles | إعتقدنا أنه يمكننا أن نتأخر لأنكم ستكونون على الموعد. |
Güzel. Senin programdan çıkmanı engelliyor sanmıştık. | Open Subtitles | إعتقدنا أنه يمنعك من الخروج |
Ölmüş olduğunu sandık. Ama ölmemişti. | Open Subtitles | إعتقدنا أنه ميت لكن لم يكن كذلك |
Evsiz bir adam, okuldan dönüş yolunda. Onun ölmüş olduğunu sandık. | Open Subtitles | إعتقدنا أنه ميت لكن لم يكن كذلك |
Hepimiz onun da harika olduğunu düşünüyorduk. | Open Subtitles | كلنا إعتقدنا أنه كان رائع أيضاً حسناً، ماذا حدث؟ |
Aranızdan bu toplulukların sınırlarını aşanlar olacağını düşündük. | Open Subtitles | إعتقدنا أنه سيكون من بينكم أحد سيتخطى هذه الفئات |
Bunun yerine bir eğlence ile başlayalım diye düşündük. | Open Subtitles | بدلاً من ذلك ، إعتقدنا أنه يُمكننا البدء ببعض الترفيه |
İnsanların arasına karışmamız iyi olur diye düşündük. Güzel. | Open Subtitles | إعتقدنا أنه من الأفضل أن نتجول بين الشعب. |
İşte Mzalendo bu umuttan doğdu. İnsanlar siyasileri sorumlu davranmaya bu yolla teşvik edebilir diye düşündük. | TED | مازاليندو كانت طريقة بسيطة ، إعتقدنا أنه يمكن أن نبدأ بها إلهام الناس كي يجعلوا قادتهم مسئولين . |
- Seninle sanmıştık. | Open Subtitles | - إعتقدنا أنه معك - |
Shim Gun Wook olduğunu sandık... | Open Subtitles | ( إعتقدنا أنه ( شيم جون ووك |
Efendim, sizin bildiğinizi düşünüyorduk. | Open Subtitles | سيدي , إعتقدنا أنه أنت ؟ |
- Senin yakalandığını düşünüyorduk. | Open Subtitles | -نحن إعتقدنا أنه تم لإمساك بكِ. |