Bu seni sevmediğim anlamına gelmez. Lanet olsun, çok etkilendim! Şimdiye kadar toplanıp gitmiş olacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | هذا لا يعني أنني لا أحبك لقد أثرت إعجابي ظننتك استسلمت |
Gurur Haftası'na çok verdin kendini. etkilendim. | Open Subtitles | لقد أثرتي إعجابي بإشتراكك في أسبوع الروح المدرسية |
Benim daha çok kemiğim var. Beni etkilemeye çalışıyorsan, başarısız oldun. | Open Subtitles | لدي عظام أكثر من هذا الرجل إن كنت تحاول إثارة إعجابي ، فقد فشلت |
Bu da takdir edilesi, ama takdir etmem gerektiğini göstermez. | Open Subtitles | يتطلب ذلك الانكباب أيضاً، لكنه لا يعني وجوب إعجابي به |
Bu tarzına hayran kaldığımı söylemek güç olacak Betty Boop. | Open Subtitles | لستُ واثقاً من إعجابي بتلك النظرة، عزيزتي |
Beni etkilemek icin bu sacmaligi okula tasiyip... basini derde sokmani istemiyorum, tamam mi? | Open Subtitles | لا اريدك ان تقع في مشاكل في المدرسة تحاول إعجابي .. ألق هذا بعيداً |
O kadar genç değilsin. Benim aşkım eşcinseldi. En azından bir ihtimal olabilirdi. | Open Subtitles | على أي حل ، كان إعجابي شاذًا على الأقل كانت لدي فرصة |
Bir süredir çalışıyordum ve elime, çok hoşuma giden bir senaryo geçti. | Open Subtitles | حسنا، كنت أعمل وصادفت سيناريو أثار إعجابي حقا |
Şu anki ruh halime göre, bundan daha hayranlık verici bir şey söyleyemezdiniz. | Open Subtitles | حاليا في نظري لا يمكنك القول ماهو أكثر لتثيرين إعجابي |
Her ikinize de büyük hayranlığımı ifade ederken bütün dinleyicilerimiz adına konuştuğumu biliyorum. | Open Subtitles | أنا أعَّبر عن مشاعر جماهير المستمعين المتواجدين بجانب المذياع عندما أعَّبر عن إعجابي العظيم بكما |
Çok etkilendim. Son gün okulu kıracağını hiç beklemezdim. | Open Subtitles | أثير إعجابي بين كل طلاب السنة الأخيرة الذين هربوا من اليوم الأخير |
Resmen rüya gibiydi, acayip biçimde etkilendim. | Open Subtitles | ذلك كان غير واقعي لقد أثرت إعجابي بشكلٌ رائع |
Ezberleme yeteneğinden çok etkilendim. | Open Subtitles | حسنا, لقد أثرت إعجابي جدا بمهاراتك في الحفظ |
Eminim, sen sadece beni etkilemeye çalışıyordun. | Open Subtitles | بالتأكيد ، فكنت فقط تحاول أن تُثير إعجابي |
"Ancak William Blake ve o müthiş planlarınla beni etkilemeye çalışırken o kadar şirindin ki! | Open Subtitles | لقد كنتي ظريفه جدا, تحاولين إعجابي مع وليام بليك وكل خططك الكبيره |
Her neyse, ben gittikçe profesörümü daha da fazla takdir etmeye başlamıştım. | Open Subtitles | على أية حال، كان إعجابي يكبر بأستاذي أكثر وأكثر |
Evet ama çocuğu çok uzun zamandır tanımama rağmen bu sürede kendisini bir kez bile takdir etmedim. | Open Subtitles | أجل، إنه فقط خلال كل السنوات التي عرفته بها لم يتحصل على الفرصة لتلقي إعجابي |
Kraliyet mücevherlerine sadece hayran kaldım,hayatım. Onlar için ölebilirsin. | Open Subtitles | كنتُ أبدي إعجابي بمجوهرات تاجك يا عزيزتي، فهي تستحقّ الموت لأجلها |
Ama hayran bakışlarımı görmek için beni çağırdığını sanmıyorum. | Open Subtitles | برغم أنني لا أتصور أن نظرة إعجابي سبب استدعائك لي |
Pekala, şimdi beni etkilemek için bir şansın var. - Son 3 taneyi senin için sakladım. | Open Subtitles | الآن فرصتك لتثير إعجابي ادخرت الجراء الثلاثة الأخيرة لك |
İşte geliyor, benim pek de gizli olmayan aşkım. | Open Subtitles | هناك كان إعجابي الغير سري تماماً |
İhtiyacımız olduğunu biliyorum ama hoşuma gitmesini bekleme. | Open Subtitles | أعرف أننا بحاجة إليهم .ولكن لا تتوقع إعجابي |
Hayır, sadece şu motora hayranlık besliyordum. | Open Subtitles | كلا , أنا فقط أُبدي إعجابي بهذهِ الدراجة |
Kazara açılış gecesi yalnız kaldık. Ona olan hayranlığımı dile getirdim. | Open Subtitles | بالمصادفة، وجدنا نفسينا هنا بمفردنا بالليلة الأولى وأعربتُ لها عن إعجابي الشديد بها |
O adama ben de sizin kadar hayranım. | Open Subtitles | جنيرال ويلير، إن إعجابي بالرجل لا يقل عن إعجابك |
Ve hakkında daha çok öğrendikçe senden daha çok hoşlanıyorum. Bana sadece dürüst olmalısın. | Open Subtitles | وكلّما علمتُ أكثر, كلّما إزداد إعجابي بك, كلّ ماعليك هو أن تكون صادقاً معي. |
Bunu daha önce söylemeliydim ama beni hep etkiledin. | Open Subtitles | كان علي ان أقول هذا قبلاً لكن... لطالما أثرت إعجابي |