mucizevi bazı nedenler yüzünden aynanın karşısında çırılçıplak dans ederken görmüş olduğum bir okul öğretmenimin olması harikulade bir duygu. | Open Subtitles | لسببٍ إعجازيّ ما... إنه لشعور رائع أن تكون قد رأيت مدرستك.. ترقص عاريةً أمام مرآة... |
Killua, Gon'a yönelik duygularını dillendirirken mucizevi bir biçimde Palm'ı eski haline döndürmüştü. | Open Subtitles | "مجاهرة (كيلوا) بمشاعره تجاه (جون)" "كانت لها مفعول إعجازيّ بإعادة (بالم) لرشدها" |
Bundan iyi bir şey çıktı değişik bir şey mucizevi bir şey. | Open Subtitles | شيء مختلف، شيء إعجازيّ |