Ömrüm boyunca her sabah seninle kahvaltı etmek hiç hoşuma gitmezdi. | Open Subtitles | بالتأكيد سأكره تناول إفطاري معكِ كل صباح في حياتي |
Beni öldürmek için eğitilmiş 4,000 Kübalıdan 250 metre uzakta kahvaltı yapıyorum. | Open Subtitles | أنا أتناول إفطاري على بعد 300 قدم من 4 آلاف كوبي مدربين لقتلي |
Bu sabah kahvaltı yapmadım. Sakıncası var mı? | Open Subtitles | لم أتناول إفطاري هذا الصباح لا تمانع، أليس كذلك؟ |
Yanında dev bir viski olsa, aynı üniversite yıllarımdaki kahvaltım. | Open Subtitles | كل ما تحتاجه هو زجاجة عملاقة من الويسكي وستكونين قد حصلتِ على إفطاري وقت الجامعة. |
Benim sabah kahvaltım da var mı hikayede? | Open Subtitles | هل إفطاري الصباحيّ مذكور أيضاً؟ |
İlk Kahvaltımı ettim ve 20 tatlı kaşığı şekere denk geldi. | Open Subtitles | على وجبة إفطاري الاولى ولقد وصلت إلى 20 ملعقة من السكر |
Evet, içimden ne geliyorsa çizmemi söylediniz, ben de daha yeni Kahvaltımı yapmıştım. | Open Subtitles | أجل, لقد أخبرتني أن أرسم أي شيءٍ يخرج مني، فرسمت إفطاري |
Bu sabah kahvaltıda çikolatalı puding yoktu, İrlandalı dostum. | Open Subtitles | لا أريد تحلية في إفطاري هذا الصباح يا صديقي الأيرلندي |
Ben de daha kahvaltı etmedim o yüzden Burger King'e gidiyorum. | Open Subtitles | و أنا فوّت طعام إفطاري لذا أنا ذاهب إلى "بيرغر كينغ" |
Ama bugünlük, yürümek zorunda kalacaksın çünkü kulüpte kahvaltı yaptıktan sonra tadilatla alakalı bir görüşmem olacak. | Open Subtitles | لكن ما عدا اليوم ، ستضطرين للمشي بسبب ان لدي استشارة لإعادة تصميم مباشرتاً بعد إفطاري بالنادي الريفي |
kahvaltı bütçemde benim için ufak bir değişikliğe sebep olacaksa o zaman sana karışmayacağım. | Open Subtitles | لو كان بتكلفة وجبة إفطاري فسيكون ثمنا بخساً، لذلك سأدعك تعمل لوحدك.. |
Yarın bana kahvaltı hazırlamayı düşünmüyorsan bence işimiz bitti. | Open Subtitles | إذاً، إلاّ إذا كنتِ تتطلعين لأعداد إفطاري صباح الغد |
Seni görmeye sabırsızlanıyorum, benim nefis, küçük, kahvaltı poğaçam. | Open Subtitles | لا أطيق الانتظار لرؤيتك يا فطيرة إفطاري الصغيرة الفاتنة |
kahvaltım gibi değildi. | Open Subtitles | ليس كذلك ,كان إفطاري. |
Oh, hayır, bu benim kahvaltım. | Open Subtitles | كلا، هذا إفطاري. |
Benim kahvaltım biraz boktan. | Open Subtitles | - إفطاري ليس لذيذاً - ماذا قلت للتو؟ |
Senin yüzünden kahvaltım soğudu. | Open Subtitles | أنت جعلت وجبة إفطاري تبرد. |
kahvaltım sensin, yarakkafa. | Open Subtitles | -أنت إفطاري أيها الأخرق |
Söyleyeceklerin Kahvaltımı yarıda kesecek kadar önemli olsa iyi olur. | Open Subtitles | من الأفضل أن يكون هذا مهماً كفاية لمقاطعة إفطاري |
Ve bir yorum yapmalıyım. Söylemeliyim ki... ..."Kahvaltımı yapmayacağım." | TED | وعليه فقد قمت بالإلتزام. أقول، " لن أتناول وجبة إفطاري." |
İddiasına varım kahvaltıda ne yediğimi biliyorlardır. | Open Subtitles | أراهن أنهم يعرفون ما أكلت على إفطاري |