yaptığım tek hata burada durup senin zırvalıklarını dinlemek oldu. | Open Subtitles | الخطأ الوحيد الذي إقترفته أن أتوقف عن التفكير وأُصغي لتُراهاتك |
yaptığım bu şey aileme büyük zorluklar getirecek ve onlarla ilgileneceğini bilmek istiyorum. | Open Subtitles | ما إقترفته سيتسبب بأوقات صعبة لعائلتي علي أن أعرف أنك ستهتم بهم |
yaptığım şeyin, sorumluluğunu üzerime almam gerektiğini düşündün ve bunda haklıydın da. | Open Subtitles | ظننتِ أني بحاجة تحمّل مسؤولية ما إقترفته. وكنتِ محقة. |
Bir iyi hareket, yaptığım bütün kötülükleri silmez. | Open Subtitles | عمل حسنة واحدة لن تمحوا كل ما إقترفته من سيئات |
Ben mezun oldum, sen ise olmadın, çünkü sen benim yaptığım bir şeyin kötü sonuçlarına katlandın. | Open Subtitles | لقد تخرجتُ، وأنتَ لا، لأنكَ أخذتَ اللوم على خطأ أنا إقترفته. |
Gerçekten çok huysuz, dostum! yaptığım en büyük hata. | Open Subtitles | إنها سيئة حقا، إنها أسوء خطأ إقترفته |
yaptığım şey yüzünden ölmeyi hak ediyorum. | Open Subtitles | إنني أستحق أن أموت لما إقترفته |
Tek yaptığım hata ona inanmaktı. | Open Subtitles | الخطأ الوحيد الذي إقترفته هو الوثوق به. |
yaptığım hata yüzünden ben bir mahkûmum. | TED | أنا سجينة بسبب خطأ إقترفته. |
yaptığım hata yüzünden ben bir mahkûmum. | TED | أنا سجينة بسبب خطأ إقترفته |
yaptığım hata yüzünden ben bir mahkûmum. | TED | أنا سجينة بسبب خطأ إقترفته |
İlk olarak uyanır ve önceki gece yaptığım şeylerden dolayı Naomi ile kavga ederim. | Open Subtitles | أولاً ، أستيقظ على شجار مع (ناعومي) بشأن ما إقترفته في ليلة سابقة |