Üzgünüm ama müşterim arabayı bekliyor ve çok da iyi bahşiş veriyor. | Open Subtitles | أعتذر ولكن زبوني يتوقع السيارة له فقط و هو يُعطيني إكرامية جيدة |
Ve ayrılırken ona bahşiş vermeye karar verdim | TED | وعندما كنا ذاهبين قررت أن أقدم له إكرامية. |
Sen düğmeni açarsan, ben bir daha hiç bahşiş alamam. | Open Subtitles | إن فعلتي هذا فلن أحصل أنا على أي إكرامية مرة أخرى |
Cebimde senin için güzel bir bahşiş var ama eklem iltihabım var. | Open Subtitles | سأعطيك إكرامية وهي في جيبي لكني أعاني من التهاب المفاصل |
Gidip bize biraz benzin getirir misin, sana bahşiş veririm. | Open Subtitles | هل يمكنك أن تجلب لنا بعض الوقود؟ سأعطيك إكرامية إذا فعلت ذلك |
Siz nazik hanımlara kırk dolar bahşiş vereceğim. | Open Subtitles | إنكُم سيداتٌ لطيفات لذلِكَ سأعطيكم إكرامية 40 دولاراً |
Kendim yapabileceğim bir işi yapıyor diye birisine neden bahşiş vereyim ki? | Open Subtitles | لم أعطي أحداً إكرامية على شئ يمكن فعله بنفسي؟ |
Ama ürolojistime bahşiş vermişimdir. | Open Subtitles | لكن أعطيت إكرامية لأخصائي المجاري البولية |
Şöyle söyleyeyim. Eğer eve getirirseniz, 100 dolar bahşiş alacaksınız. | Open Subtitles | اسمعني، إن كنتم توصلون سأعطيك إكرامية مئة دولار |
Şöyle söyleyeyim. Eğer eve getirirseniz, 100 dolar bahşiş alacaksınız. | Open Subtitles | اسمعني، إن كنتم توصلون سأعطيك إكرامية مئة دولار |
Oraya gitmeni ve çocuğa parasını ödemeni, sonra da cömert bir bahşiş vermeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تدخل لهناك وتدفع له من أجل البيتزا وتعطيه إكرامية عالية |
Bir çaycıya bile 100 dolar bahşiş veriyorlar. | Open Subtitles | إنّهم يدفعون لفتى الشاي إكرامية 100 دولار |
Bir çaycıya bile 100 dolar bahşiş veriyorlar. | Open Subtitles | إنّهم يدفعون لفتى الشاي إكرامية 100 دولار |
Unutmayalım da hepimiz bu sene Noel zamanı ona iyi bir bahşiş verelim. | Open Subtitles | لنحرص جميعا على إعطاءه إكرامية كبيرة في عيد الميلاد |
Tanrı elime bir silah verdi İçimde şeytan olduğunu biliyordu Bunu bahşiş almak için söylerim ama gerçekten çok kötü bir kız oldum. | Open Subtitles | الإله اقتلع المسدس من يدي كان يعلم أن في قلبي شر ... أعلم أنني أقول هذا طوال الوقت حتى أحصل على إكرامية عالية |
Garsona bahşiş vermeyi unuttum. Burada mı? | Open Subtitles | و نسيت أن أعطى النادل إكرامية ، فهل هو هنا ؟ |
Tatlım. Bu resmi bir etkinlik. Barmene bahşiş vermek zorunda değilsin. | Open Subtitles | عزيزي , هذا احتفال رسمي لا يجب عليك أن تمنح إكرامية للنادل |
Bir dahaki sefere takımımı kullanmak istersen en azından bahşiş bırakmalısın. | Open Subtitles | ،المرّة القادمة التي ترغب فيها بإستخدام فريقي أقترح أن تتركَ إكرامية على الأقل |
Şoföre bahşiş verir misin? Bana ceketini verdi. Onun yerine bir başkası olsaydı... | Open Subtitles | إعط إكرامية لسائق التاكسي أو أيّ شيئ فقد أقرضني سُترته |
Bunun anlamı, bahşiş bırakmama gerek olmadığı mı? | Open Subtitles | أتعنين أنه ليس علي أن أدفع لكي إكرامية ؟ |
Ücretleri 300 ila 500 dolar arasinda degisir ve iyi bahsis vermezsen prezervatif takmak zorundasindir ki ben hep verirdim. | Open Subtitles | إلا إذا أعطيتهن إكرامية كبيرة و هذا بالطبع ما أفعله دائماً |