| Exeter nüfusu hızla büyüdü ve insanlar adeta dolup taştı. | Open Subtitles | تعداد إكستر زاد بسرعة مما أدى إلى الإزدحام |
| Exeter, yetişkinlere yardım edebilecek bir yer değildi artık. | Open Subtitles | إكستر لم تكن المكان المناسب لمساعدة الشباب |
| Exeter'ın odalarının, zulme uğrayan bu ruhlar tarafından lanetlendiği söylenmektedir. | Open Subtitles | تقول الشائعات بأن قاعات إكستر ما زالت مسكونة بأرواح الذين ظلموا هنا |
| Exeter, şeytan çıkarma ayini gibi cezalandırma yöntemlerine şahitlik etti. | Open Subtitles | إكستر أصبحت موطناً لأساليب غير تقليدية من التعذيب منها عملية طرد الأرواح الشريرة |
| Amcanız Exeter polisini aradı, ama hiçbir iz bulamadılar. | Open Subtitles | "لقد استدعى عمك الشرطة من " إكستر و لكنهم لم يعثروا على أى أثر |
| Sorununuz ve Exeter'in hesabı ile ilgili ne yapabilirim acaba? | Open Subtitles | بكم أنا مدين لك لتعبك و لأجرتك الخاصة من " إكستر " بالطبع ؟ |
| Her kurbandan bir hatıra alınmış, ki bunların çoğu Eugene Tooms'un 66 Exeter Sokak'taki dairesinde bulunmuştur. | Open Subtitles | كل ضحية أخذ منها تذكار ، معظمها وُجِدَ فى مسكن " يوجين تومز " 66 شارع إكستر |
| Son 90 yıldır nereye gidiyorsa oraya, 66 Exeter Sokağı'na. | Open Subtitles | حيثما كان للـ 90 عاما الأخيرة " فى " 66 شارع إكستر |
| Exeter Saint David's ve Didcott Parkway. | Open Subtitles | إكستر سانت ديفيد وديدكوت باركواي |
| Benimki Exeter'dan. Princeton üstünden geldim. | Open Subtitles | "أنا خريج جامعة " برينستون " عن طريق مدرسة "إكستر |
| Ve bugün Exeter'de dünyanın en uzak kenarındayız. | TED | اليوم نحن في (إكستر) في الطرف القصي من العالم. |
| Atina'dan kaçip deniz yoluyla Ingiltere'ye gittiler, Exeter yakinlarindaki bir magaraya saklandilar. | Open Subtitles | بحثا عن المأوى (في الكهوف قرب شرق (إكستر |
| Hakikat fenerini Çaglarin Tapinaginda sununca Atlantis'in hazinesi yükselecek." Ben bu sözü... bu bulmacayi Exeter'deki magarada gördüm. | Open Subtitles | إعرض مصباح الحقيقة الي معبد الأعمار وكنز أطلانطس سوف يظهر رأيت هذا اللغزِ (في الكهوف في (إكستر |
| Exeter'de tanışmıştık. | Open Subtitles | تقابلنا في إكستر. |
| Exeter'de kalsaydın, şimdiye baş mimar olabilirdin. | Open Subtitles | (أن كنت ما زلت في (إكستر كان من الممكن أن تكون بنائاً بارعاً |
| O da ilk adam oldu, Şimdiye kadar karşı hislerim olan. Oh. Evet,çok heyecanlandım, Ben Exeter'ı terk zorunda kalmıştım. | Open Subtitles | لقد كان أيضا أول شاب أمتلك مشاعرا تجاهه نعم, لقد شعرت بالذعر الشديد (واضطررت للابتعاد عن (إكستر أعني, أنا سعيد لرؤيته |
| Yemin ederim, sen okulu bıraktıktan sonra, Exeter Tarih Derneğine yatağını koruma altına aldırmak için başvurmayı düşünüyordum. | Open Subtitles | أقسم لك بعد أن غادرت المدرسة, كنت أفكر (في أن أعرض على الجمعية التاريخية في (إكستر لإرى إن كانوا يريدون الإحتفاظ بسريرك |
| Exeter Enstitüsü akıl hastaları için kuruldu. | Open Subtitles | مدرسة إكستر لضعفاء التفكير |
| Londra'daki isyandan sıyrıldım ama Exeter'de yakalandım. | Open Subtitles | فاتتني أعمال الشغب في (لندن) ولكنني لحقت بها في (إكستر) |
| Exeter'den kovulduğunu düşünüyordum. | Open Subtitles | ظننتك طُردت من "إكستر". |