yükümlülüklerim olduğunu anlıyorum ama burada da yükümlülüklerim var. | Open Subtitles | أنا فقط،أنا أفهم أنه لدي إلتزامات لكن لدي إلتزامات هنا أيضاً. |
Benim yükümlülüklerim ve sadakatim var. | Open Subtitles | حسناً أنا لدي إلتزامات وإرتباطات. |
Fakat burada bir tür zorunluluk hissetmeye başladım. | Open Subtitles | لقد بدأت أشعر أنني رجل ذو إلتزامات هنا |
Fakat burada bir tür zorunluluk hissetmeye başladım. | Open Subtitles | لقد بدأت أشعر أنني رجل ذو إلتزامات هنا |
Neden kayalara karşı etik yükümlülükler hissetmiyoruz? | TED | فلماذا لا نملك أي إلتزامات أخلاقية تجاه الاحجار ؟ |
Onun reddedemeyeceği yükümlülükleri vardı. | Open Subtitles | فقد كانت لديه إلتزامات لا يمكنه تركها |
Ve hissederlarımıza karşı yükümlülüğümüz var. | Open Subtitles | ... و لدينا إلتزامات تجاه مُساهمينا |
Ailenin, ölen kişinin bu dünyayla ilişkisinin tamamen kesilmesinden ve diğer dünyaya gönderilmesinden emin olmak gibi bir zorunlulukları vardı. | Open Subtitles | ..العائله عليها إلتزامات لكي يتم التأكد بأن الميت قد إنفصل عن هذا العالم وبعث إلى العالم الأخر |
Evli bir adamdım. yükümlülüklerim vardı. | Open Subtitles | كنتُ رجل متزوج كانت لدّي إلتزامات |
- Aileme, babama karşı yükümlülüklerim vardı. | Open Subtitles | لديّ إلتزامات تجاه عائلتي و تجاه والدي |
Ayrıca bazı kişisel yükümlülüklerim var. | Open Subtitles | و لدي إلتزامات خاصة محددة. |
Yerine getirmem gereken yükümlülüklerim var. | Open Subtitles | لدىّ ... لدىّ إلتزامات |
Çok sıradan, bağ yok, zorunluluk yok. | Open Subtitles | عادي جدا, لا تعقيدات ولا إلتزامات |
Dinle, Mae, biz sana burada The Circle'da hiçbir yasal zorunluluk olmadan, belki daha hafif bir programda yeni bir pozisyon teklif etmek istiyoruz. | Open Subtitles | انصتٍ " ماي " نريد أن نعرض عليك دور جديد في الدائرة لا إلتزامات رسيمة جدول خفيف |
Yasal yükümlülükler, maddi yükümlülükler. | Open Subtitles | لأنه لو كان إبنك فعليك إلتزامات قانونية و مالية |
Çünkü gerçek dünyada yükümlülükler var... ve sadece kendi kelimelerin kadar iyi olabilirsin. | Open Subtitles | لأنه في العالم الحقيقي، هناك إلتزامات... وأنت جيد بقدر جودة وعودك. |
Bunun kati duysal yükümlülükleri olur... | Open Subtitles | إن أمراً كهذا له إلتزامات عاطفية معينة، |
Çünkü bazı yükümlülükleri var. | Open Subtitles | لأن لديه إلتزامات |
Öğretmenler olarak, çocuklara kendilerini geliştirme ve zenginleştirme şansı verme yükümlülüğümüz var Will April'ı Glee'ye alarak, çocukların elinden gelişme şansını alıyor ve beyni alkol içine batmış birine veriyorsun. | Open Subtitles | ( لدينا إلتزامات كـ مدرسيّن يا ( ويل لنعطي الاولاد فرصه للنمو والتغنيّ ومع وجود ( أبريل ) في النادي |
Ailesine karşı görevleri, zorunlulukları var. | Open Subtitles | لديه واجبات عائلية و إلتزامات |