| Evet, mesela Eloise olayındaki gibi. | Open Subtitles | نعم ، مثل الطريقة التي تعاملت بها مع وضع إلويز |
| Birkaç çocuk iki gün önce Eloise'de bir ceset buldular. | Open Subtitles | بعض الصبية عثروا منذ يومين على جثة هذا الرجُل في مصحة إلويز |
| Detroit'in hemen dışında Eloise diye bir akıl hastanesine... kapatılmış, orayı biliyor musun? | Open Subtitles | كانت نزيلة مصحة إلويز للأمراض العقلية التي تقع على مشارف مدينة ديترويت, أتعرفها ؟ |
| Eloise birden dünyanın en iyi akıl hastanesi oldu. | Open Subtitles | إلويز كانت, في وقتٍ من الأوقات, أكبر مصحة في العالم |
| Maalesef Eloise Penelope ile ilişkim fedakârlıkta bulunmak zorunda kaldığım şeylerden biri. | Open Subtitles | للأسف يا (إلويز)، علاقتي بـ(بينيلوبي) هي أحد الأمور التي اضطررتُ للتضحية بها |
| Telefonda Eloise ile konuştum. | Open Subtitles | كنت قد أنهيت مكالمتي مع إلويز للتو |
| Birden çok kaynak... Eloise'da bir yangın çıktığını bildirdi. | Open Subtitles | مصادر عديدة تقول إن الحريق ... الذي اندلع في مصحة إلويز تسبب في |
| Bu dosya Eloise'den bir hastanın dosyası. | Open Subtitles | ... هذا ملفٌ قديم ... لأحد مرضى مصحة إلويز |
| 1960'lı yıllarda Eloise Akıl Hastahanesine yatırılmış. | Open Subtitles | لقد كانت نزيلة مصحة إلويز للأمراض العقلية ... في أواخر الستينات من القرن الماضي |
| Eloise'nin halen ufak bir yönetim bürosu var. | Open Subtitles | - من حسن الحظ, أن مصحة إلويز لازال لديها مكتب إداري صغير - |
| Eloise, senin kocan ve benim karım hararetli bir sohbet halindeler. | Open Subtitles | "إلويز)"، زوجك وزوجتي) يتبادلون أطراف الحديث بحميمية شديدة. |
| Eloise insanlara kendilerini rahat hissettirmekte doğuştan yetenekli. | Open Subtitles | "إلويز)" موهوبة جدا) فى جعل الناس يتصرفون على راحتهم. |
| Eloise, yeni araban nasılmış? | Open Subtitles | "إلويز) "، ماذا عن هذه السيارة الجديدة؟ ) |
| Eloise bu akşam eşiyle gurur duyacak mutlaka. | Open Subtitles | حسنا، " (إلويز)" يجب أن تكون زوجة فخورة جدا الليلة. |
| Eloise işlerin çığırından çıkmasına izin vermeyecek kadar mantıklı bir kadındır. | Open Subtitles | "إلويز)" إمرأة عاقلة لحد كبير) لتدع الأمور تخرج عن السيطرة. |
| Adım Eloise Hawking ve şuna inanıyorum ki, Desmond benim oğlum yüzünden vuruldu. | Open Subtitles | أنا (إلويز واكنغ) وأعتقد أنّ تعرّض (دزموند) لإطلاق النار هو ذنب ابني |
| Kimse kıpırdamasın. Eloise ile konuşmak istiyorum sadece. | Open Subtitles | لا يتحرّكن أحد، لا أبغي إلاّ مخاطبة (إلويز) |
| Bu adam kampa gelip kafama silah dayadı Eloise de tepki gösterdi. Onları nerede buldunuz? | Open Subtitles | دخل هذا الرجل المخيّم وشهر مسدّساً في وجهي، وتصرّفت (إلويز)، أين وجدتَهما؟ |
| Söyler misin Eloise neden Dharma Girişim bize savaş ilan etti? | Open Subtitles | هلاّ أخبرتني يا (إلويز) لمَ يبدو أنّ "مبادرة (دارما)" قد أعلنت الحرب علينا |
| Burada ne işimiz var Eloise? | Open Subtitles | ما الذي نفعله هنا، (إلويز)؟ {\pos(192,220)} |