Kapıcı! Bayanın çantalarını getir ve onları içeri al, lütfen. | Open Subtitles | أيها العامل ضع حقائب الأنسة فى الخلف وخذهم إلى الداخل. |
Asıl olan, sen bana kızdın ve ben içeri girdim. | Open Subtitles | ما حدث أنك غضبت علي و أننى دخلت إلى الداخل |
Ama sonra gaz içeri falan mı kaçtıysa artık, inek patladı. | Open Subtitles | لكن ذلك الغاز عاد إلى الداخل أو شيء من هذا القبيل |
Haydi içeri girelim,dışarısı soğuyor | Open Subtitles | هيّا تعالي، الجو باردٌ هنا. تعالي إلى الداخل |
Bu herifi içeri almadan önce yoklamadın mı? Durun, durun! | Open Subtitles | ألم تقم بتفتيشه قبل أن تأتي به إلى الداخل ؟ |
İçeri girdiğimizde, ne olursa olsun kim ne derse desin, çekmeye devam edeceksiniz. | Open Subtitles | ,اسمع, عندما نصل إلى الداخل, مهما حدث وإن قالوا أي شيء, تابع التصوير |
Ben içeri gireceğim ve o şeyleri öldürmek için birşeyler bulacağım. | Open Subtitles | أنا ستعمل الذهاب إلى الداخل والعثور على شيء لقتل الامور مع. |
Beni içeri aldı, kanı temizledi ve bana bir bardak limonata verdi. | Open Subtitles | أخذتني إلى الداخل وقامت بتنظيف الدم، قدّمت لي كوباً من عصير الليمون. |
Yemek pişirmek, temizlik ve yıkanmak için gereken tüm su dışardan kovalarla taslarla içeri taşınmak zorundaydı. | TED | جميع المياه للطبخ, والتنظيف والاستحمام كانت يجب أن تحمل إلى الداخل في الدلاء من الخارج. |
Çanakotunu tetiğine basar ve milisaniyeler içinde tuzak kapısı açılır ve iribaş içeri çekilir. | TED | تصعد الشرغوف على زناد هذا النبات، وفي بضع ميلي ثانية، يُفتح باب المصيدة فجأةً ويسحبها إلى الداخل. |
Bana bir şans verin, siz saldırmadan önce içeri sızıp onu çıkarayım. | Open Subtitles | أعطوني فرصة لأتسلل إلى الداخل و أخرجها قبل الهجوم |
Seninle birlikte içeri girmesem sorun olur mu? | Open Subtitles | هل تمانعين إذا لم أذهب معكِ إلى الداخل ؟ |
Hadi içeri girelim. Ördekle ilgili bir oyun oynayacakmışız. | Open Subtitles | هيا بنا لنذهب إلى الداخل لنلعب لعبة بط البط حيث يفوز الجميع |
İçeri gir. Yine hayatını tehlikeye atıyorsun. | Open Subtitles | يجب أن تذهب إلى الداخل أنت تخاطر بحياتك مرة أخرى |
Ve tekrar babana yakalanmak istemiyorum. En iyisi sen Gir içeri. | Open Subtitles | و أنا لا أريد أن أوبخ من والدكِ ُثانيةً من الأفضل أن تعودي إلى الداخل |
İçeri geçelim. Güzel bir uyku çekelim. | Open Subtitles | لنذهب إلى الداخل ونحظى بنوم هادئ |
Onu hastaneye götürdüğümde barsaklarının vücuduna geri koyulması için 32 dikiş atıldı. | TED | وعندما حملناها إلى المستشفى إحتاجت إلى 32 غرزة لإعادة أمعائها إلى الداخل |
Şaşırtıcı gelse de nükleer bir patlamadan önce, sırasında ve sonrasında korunmanın en iyi yolu içeriye girmektir. | TED | وعلى الرغم من أنه قد يبدو مفاجئًا، أفضل طريقة للبقاء محمي قبل، خلال، وبعد التفجير النووي، هو الدخول إلى الداخل. |
İçeri gel, oğlum. Dallas içeride kalmamızı söylemişti. | Open Subtitles | لنذهب إلى الداخل, دالي اخبرنا ان نبقى في الداخل |
- Çok güzel. oraya girmeye çalışmadan önce, bu bombaları aynen böyle yapmalısınız. | Open Subtitles | الأن, قبل أن تذهبوا إلى الداخل ستصنعون تلك القنابل تماماً كما هو موضح |
telefonlarına baksaydın buraya kuş beyinli gibi paldır küldür dalmazdım. | Open Subtitles | لو رددتَ على مكالمتي, لما اندفعتُ إلى الداخل مثل مجنون. |
Robot, onları içeri götür ve orada tut. | Open Subtitles | أيها الآلى خذهم إلى الداخل واحتجزهم هناك |
İçeri giriyorum. Beş dakika içinde çıkarım. | Open Subtitles | سوف أدخل إلى الداخل و سأخرج خلال خمس دقائق |
Mahkûmlar, sıraya! İçeri geçin. | Open Subtitles | أنهيا الأمر أيّتها المجرمتان، عودي إلى الداخل |