Bu yüzden tekrar işe başladım ve geçmiş olduğumuz yedi yılı yaşam-hayat dengesi hakkında mücadele ederek, bu konuyu araştırarak geçirdim. | TED | فعدت إلى العمل , وقضيت هذه السنوات السبع التي انجلت أصارع مع , و أدرس وأكتب عن التوازن بين العمل والحياة. |
Hayır, hayır işe geri dönmek yok. Daha yeni hastaneden çıktın. | Open Subtitles | مهلاً، مهلاً، كلا، لا عودة إلى العمل خرجتِ للتو من المستشفى |
Şu küçük meleğe bakın. Bir daha işe hiç dönmeyebilirim. | Open Subtitles | انظر إلى الملاك الصغير قد لا أعود إلى العمل أبداً |
Bu kadar haylazlık yeter. İş başına. Üç gruba ayrılacağız. | Open Subtitles | كفاكم عبثاً، لنعود إلى العمل سوف ننقسم إلى ثلاث مجموعات |
Umrumda değil, umrumda değil. Hemen işinin başına dönmeni istiyorum. | Open Subtitles | لا أكترث، لا أكترث رجاء تعال إلى العمل في الحال |
- Eğer hasta değilseniz işinizin başına dönün. Hastaysanız revire gidin. | Open Subtitles | العودة إلى العمل إذا كنت بصحة جيدة وللمشفى إذا كنت مريضاً. |
Yani özgürüm ve eğer kabul edersen işe dönmeye hazırım. | Open Subtitles | إذن انا حر ومستعد للعودة إلى العمل إذا مازلتِ تريدينني |
Dinle kızım, Biliyorum işe dönmek için acele ediyorsun.. Ama güven bana; | Open Subtitles | حسناً , يافتاة , أسمعي أعرف بأنكِ على عجلة للذهاب إلى العمل |
Bu sabah evden çıkmak için çok acele ettiğini söylüyorum, benden uzaklaşıp işe gelmek için acele ettiğini söylüyorum-- | Open Subtitles | ما قلته أنكِ كنتِ مستعجلة , للخروج من المنزل صباحاً . . مستعجلة للذهاب إلى العمل و الابتعاد عني |
Her neyse üvey babası geri dönmesi gerekenden daha erken işe döndü. | Open Subtitles | على أية حال زوج أمّها عادَ إلى العمل مباشرةً أسرع مِما يَجِب |
Oradan işe daha fazla karbonhidrat isteyecek halde dönmesinin imkanı yok. | Open Subtitles | ومن المستحيل أن يأتي بعدها إلى العمل راغباً بالمزيد من الكربوهيدرات |
Çok geniş bir şehir manzaraları var ayrıca işe yürüyerek gidebilirim. | Open Subtitles | لديهم تلك المناظر الجميلة المطلة على المدينة بإمكاني المسير إلى العمل |
Diğerlerinden daha iyi olduğunuzu sanmayın, hadi iş başına. | Open Subtitles | أنت ليس أفضل مِنْ أي شخص آخر، لذا دعنا نَذْهبُ، دعنا نَصِلُ إلى العمل. |
Diğerlerinden daha iyi olduğunuzu sanmayın, hadi iş başına. | Open Subtitles | أنت ليس أفضل مِنْ أي شخص آخر، لذا دعنا نَذْهبُ، دعنا نَصِلُ إلى العمل. |
Eğer işe geri dönmek için hazır değilsen bir çaresini buluruz. | Open Subtitles | اسمعي، إن لم تكوني مستعدة للعودة إلى العمل سنجد حلًا ما |
Şimdi, zaman harcamayı kes ve işinin başına dön. | Open Subtitles | انه عملك الآن، توقف عن إهدار الوقت واذهب إلى العمل |
Hemen işinizin başına dönmezseniz hepinizi maymun ederim! | Open Subtitles | عودوا إلى العمل و الا سأصنع منكم العديد من القردة |
Bir mimarlık firmasına çalışmak için gittim ve en sonunda bu konuda meslektaşlarım ile görüştüm ve fikrimi beğendiler. | TED | لكنني عدت إلى العمل في شركة للهندسة المعمارية، وتحدثت مع زملائي عنها، وأحبوا الفكرة. |
Şimdi bana başka sorular soracak mısın, yoksa, işimin başına döneyim mi? | Open Subtitles | الآن، هل لديك المزيد من الأسئلة أو يمكنني العودة إلى العمل هنا؟ |
İşe mi ihtiyacın var? | Open Subtitles | هل تعني أنك تحتاج إلى العمل المهني؟ نعم. |
İş yerine, hastayım, dedim, ve işe gidiyormuş gibi evden çıktım. | Open Subtitles | ادعيتُ المرض، ثم غادرت كأنني ذاهب إلى العمل |
işler nasıl ? Bende seninle çalışmaya geliyordum. Alkışlar Shan kingston'a. | Open Subtitles | سأتي إلى العمل معك لقد كان في المدينة ومر على المدرسة |
İşimizin başına dönmek için geldiğimizi söylemeye geldik. | Open Subtitles | يسرّنا أن يُعلنُ بأنّنا مستعدّون للعَودة إلى العمل |
Bir kadın bile topallıyorken ve kanaması varken işe gitmek zorunda olmamalı. | TED | يجب أن لا تعود ولا إمرأة واحدة إلى العمل بينما هي تعرج وتنزف. |