ويكيبيديا

    "إلى المتجر" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Markete
        
    • Dükkâna
        
    • Alışverişe
        
    • mağazaya kadar
        
    • dükkana
        
    • bir mağazaya
        
    • mağazaya gidip
        
    Öyleyse neden Markete doğru ufak bir gezintiye çıkıp biraz satın almıyoruz? Open Subtitles لما لا نذهب معاً في جولة إلى المتجر ونحصل على البعض منه
    Markete git, çamaşır suyu al ve her yeri temizle Mike, tamam mı? Open Subtitles اذهب إلى المتجر وأشتري بعض من المبيض وأفركه في المكان بالأسفل, مايك, حسنا؟
    Markete kadar gidip geri dönebilirim, bir kere bile bozulmaz. Open Subtitles بإمكاني أن أذهب إلى المتجر وأعود لا تتعطب ولا لمرة
    Yani ben de sadece Dükkâna gidip bir tane alabilir miydim? Open Subtitles أتعنين أنني كنت أستطيع الذهاب إلى المتجر وشراءه؟
    Peki ya bir daha senin için Alışverişe gitmeyeceğimizi söylersek? Open Subtitles ماذا لو قلنا لن نذهب إلى المتجر من أجلكِ مجدداً؟
    Laurel Downs, bir yarışın ortasındaydı sırada Marie'yi görüp, mağazaya kadar takip etmiş. Open Subtitles كانت (لوريل داونز) بمنتصف السباق حين رأت (ماري) واقفة بالصف , و لحقت بها إلى المتجر
    Şimdi dükkana gidip akşam yemeği için bir şeyler almam gerekecek. Open Subtitles الآن يجب أن أقوم بالإرسال إلى المتجر لأحضّر مايكفي لعشاء الليلة.
    Çocuklar arabaya atlayıp bir mağazaya süremezler. TED لا يستطيع الأطفال قيادة السيارة والذهاب إلى المتجر.
    O mağazaya gidip başka neler istediğini öğrenmeliyiz. Open Subtitles ليس حتى نذهب إلى المتجر ونحاول معرفة ما يريد
    Evet, ben nasıl Markete gidip dergi alacağım? Open Subtitles كيف يمكنني الوصول إلى المتجر لشراء العدد المزدوج من و المستفسر الوطني ؟
    Evde ne olup olmadığına bakan ve kağıt havlu olmadığında lanet olasıca Markete gidip kağıt havlu alacak birini istiyorum. Open Subtitles يذهب إلى المتجر اللعين ويشتريبعضأوراقالتجفيف.
    İkisi Markete girer, tam o anda içeride silahlı soygun olmaktadır. Open Subtitles ذهبا إلى المتجر و تماما في تلك اللحظة كانت عملية سطو تحدث
    Markete gittiğimde rafların dolu olduğunu, Open Subtitles لا أستطيع تخيل الوقت الذي تستطيعين فيه الذهاب إلى المتجر ، حيث الرفوف ممتلئة
    Markete gittiğimde rafların dolu olduğunu, Open Subtitles لا أستطيع تخيل الوقت الذي تستطيعين فيه الذهاب إلى المتجر ، حيث الرفوف ممتلئة
    Hey, hey, Lois benden Markete gitmemi istedi ve arabadada az benzin var. Open Subtitles لويس تريد أن أذهب إلى المتجر وبنزين السيارة قليل
    Ne oldu bilmiyorum ama yaklaşık bir hafta sonra babam Dükkâna girip sona erdiğini söylemişti. Open Subtitles لا ادري ماذا جرى، ولكن بعد ما يقرب من الأسبوع، دخل والدي إلى المتجر وأخبرنا أن الأزمة قد إنتهت.
    Dükkâna gitmeyeceğim. Open Subtitles ‎منذ صباح غد، كن في المتجر. ‏ ‎لن آتي إلى المتجر.
    Demek istediğim onu Alışverişe götürüp, kendisini daha zayıf gösterecek çamaşırlar alabileceğimdi. Open Subtitles أني أستطيع أخذها إلى المتجر و أساعدها على إبتياع سراويل ذالك سيجعلها تبدوا نحيلة
    Yanında 150 kiloluk çocukla Alışverişe gitmek gibi bir şey. Open Subtitles و مرتدياً السترة الجلدية إنه مثل الذهاب إلى المتجر مع طفل يزن 300 باوند
    Eğer Laurel, Marie'nin kolyesini görüp onu mağazaya kadar takip etmemiş olsaydı katilimizi asla bulamaya bilirdik. Open Subtitles مع ذلك , إن لم ترى (لوريل) تلكّ (القلادة حول عنق (ماري و قامت باللحاق بها إلى المتجر , لما وجدنا مطلقاً القاتل
    fakat Jonathan ödemek için ısrar etti, bu yüzden dükkana gitti ve bozukluğu tamamlamak için ihtiyacı olmayan bir şey aldı. TED ولكن جوناثان أصر على الدفع، فذهب إلى المتجر وأشترى شيئاً لم يكن يحتاجة للحصول على الفكة.
    bir mağazaya girip kurban profiline uyan tek kişiyi hayatta bırakarak geri kalan herkesi öldürdü. Open Subtitles دخل إلى المتجر و أطلق النار على الجميع بإستثناء شخص واحد و التي تُناسب مواصفات ضحاياه.
    mağazaya gidip, ...espritüelliğin doruklarında olan bir kostümle döneceğim. Open Subtitles سوف أذهب إلى المتجر و أرجع مع الزي الذي هو قمة في خفة الدم

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد