Onu hastaneye götürdüğümde barsaklarının vücuduna geri koyulması için 32 dikiş atıldı. | TED | وعندما حملناها إلى المستشفى إحتاجت إلى 32 غرزة لإعادة أمعائها إلى الداخل |
Onları doğum yapmaları için hastaneye gelmeye yeni yeni ikna etmeye başlıyoruz. | Open Subtitles | نحن لازلنا مبتدئين في حثّهِنّ للحضور إلى المستشفى من أجل إنجاب أبنائهنّ. |
Yaralı, hava ambulansıyla Alaska'daki bir hastaneye getirildi, ve orada sağlığı normale döndü. | Open Subtitles | الرجل نقل جوا إلى المستشفى في ألاسكا، حيث هو أدرج في حالة مستقرّة. |
— İyi ki onu vaktinde hastaneye almışız. — Peki nesi var? Suçiçeği. | Open Subtitles | ــ جيد أننا نقلناها إلى المستشفى في الوقت المناسب ــ ولكن ما خطبها؟ |
Şu anda yaptığından daha azını yapan insanları hastanelik etmişimdir. | Open Subtitles | معدل إدخالي للناس إلى المستشفى أقل من معدل ماتفعلنه الآن |
Bu hafta daha fazla vitamin almak için hastaneye gideceğim. | Open Subtitles | سأحصل على المزيد من الفيتامينات هذا الأسبوع سأذهب إلى المستشفى |
Fuardaki gününü bozduğuma üzgünüm. Beni hastaneye getirdiğin için sağ ol. | Open Subtitles | آسف على تخريب يومك في المهرجان شكراً لأنك جلبتيني إلى المستشفى |
Beni hastaneye götürürlerse, ya öleceğim ya da yatakta ağzımın suyu akarak yatacağım. | Open Subtitles | إذا أخذوني إلى المستشفى سوف أكون ميتاً أو محشواً داخل صندوق لبقية حياتي |
Evet; en yakın arkadaşına arabanın anahtarlarını veriyorsun yaşlı kadını hastaneye götürmesi için. | Open Subtitles | أجل تعطي مفاتيح سيارتك لصديقك المفضل و تدعه يأخذ السيدة العجوز إلى المستشفى |
Bunu sadece sen ona ilacı verdikten sonra hastaneye gittiği için söylüyorsun. | Open Subtitles | تعتقدين ذلك فقط لأنها ذهبت إلى المستشفى بعد أن أعطيتها جرعة الدواء |
Neden abartılı bir grip virüsü için hastaneye yattın ki? | Open Subtitles | لماذا أدخلتَ نفسك إلى المستشفى من أجل جرثومة إنفلونزا مبجّلة؟ |
Elbiselerini, kay kayını. Dylan'ın hastaneye getirdiği her şeyi almış. | Open Subtitles | ملابسه، لوح التزحلق وأي شيء قد جلبه معه إلى المستشفى |
Aslında o günle ilgili olarak en iyi hatırladığım şey arabayla hastaneye gitmekti. | Open Subtitles | ،في الواقع ما أتذكره فعلاً حول ذلك اليوم هو قيادة السيارة إلى المستشفى |
Şehir merkezinde altı kişi bulundu. Zehirlenme şüphesiyle hastaneye kaldırıldılar. | Open Subtitles | ستة أشخاص تم نقلهم إلى المستشفى وهم في حالة حرجة |
Oğlunuzu hastaneye götürmüşsünüz ve orada şiddetli dehidratasyon tedavisi görmüş. | Open Subtitles | أخذت إبنك إلى المستشفى حيث تم علاجه من جفافٍ حاد |
Çalışmanın hastaneye taşınmasını istiyorum, kısıtlama olmadan ve ek fonla birlikte. | Open Subtitles | أسمح للدراسة بالعودة مرة أخرى إلى المستشفى دون قيود وبتمويل إضافي. |
Mutlu ettim... Şimdi hastaneye gidecek, ...arkadaşının iyi olduğunu görecek. | Open Subtitles | لا شيء، الآن سيذهب إلى المستشفى وهو يفكر في الأمر |
Belki de hemen hastaneye gidip bana yalan söylediğini itiraf ettirmeliyim. | Open Subtitles | لم أفكر بذلك .. ربما يجب عليّ الذهاب إلى المستشفى .. |
Bay Harris hastaneye kaldırıldı ve birkaç saat sonra geçici hafıza kaybıyla uyandı. | Open Subtitles | أُخذ السيد هاريس إلى المستشفى واستيقظ بعد عدة ساعات بفقدان ذاكرة قصير الأجل |
Bayan Shepherd, birkaç tane test için sizi bir günlüğüne hastaneye götürmek istiyorum. | Open Subtitles | سيدة شيبرد، أريد أخذك إلى المستشفى ليومٍ أو اثنين؛ لإجراء بعض الفحوصات فقط |
O adamlardan biri o çocuğu hastanelik etti ve arkadaşını öldürdü. | Open Subtitles | أحد هؤلاء الرجال أخذ هذا الطفل إلى المستشفى و قتل صديقه |