Japonya'ya geldiğimiz için heyecanlıydım çünkü her zaman ziyaret etmek istediğim bir yerdi. | Open Subtitles | كنت متحمساً للعودة إلى اليابان لأنها في مكان ما كان دائماً يريد زيارة. |
Birkaç ay sonra tekme tekrar ikmal yapmak için Japonya'ya gidiyor ve kısa bir süre sonra Madagaskar'da avlanıyor. | TED | بعد عدة شهور من الصيد هناك، يذهب القارب إلى "اليابان" للتزود، وبعدها بقليل، ها هو ذا يصيد حول "مدغشقر". |
9. yüzyılda Tang Hükümdarlığı esnasında Japon bir keşiş ilk çay bitkisini Japonya'ya getirdi. | TED | في القرن 9 للميلاد إبَّان عهد أسرة تانغ، أدخل راهب ياباني أول نبتة شاي إلى اليابان. |
Japonya'ya gelebilmemin tek yolu ajan olmaktı. | Open Subtitles | الإمكانية الوحيدة لي للمَجيء إلى اليابان كَانَ أَنْ يُصبحَ وكيلَ. |
Ajans Japonya'ya gitmemi istiyor. | Open Subtitles | وكالة الدعاية تريدنى أن أسافر إلى اليابان |
Benim Japonya'ya giden Amerikalı öğrenci hakkında olan fikrimi. | Open Subtitles | فكرتي عن الطالب الأمريكي الذي يذهب إلى اليابان |
Şirket bir yıllığına beni Japonya'ya gönderiyor. | Open Subtitles | الشركةَ سترسلني إلى اليابان لمدّة سَنَة. |
İş için yarın Japonya'ya gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | أنا أحتاج للذهاب إلى اليابان بخصوص العمل غدا |
Japonya'ya elle tutulur, değerli bir şeyle gitmezsem Müttefikler ne yapar bilmem. | Open Subtitles | إذا أذهب إلى اليابان بدون شيء ملموسة، شيء شيء ثمين، أنا لا أعرف ما التحالف قد يعمل. |
Japonya'ya dönmenin bir yolunu bulmalıyım. | Open Subtitles | يجبُ أن أعودَ إلى اليابان بأي طريقةٍ كانت. |
Sonra Japonya'ya, imparatorun ailesinin mutfağına gönderiliyor. | Open Subtitles | ثمّ طارَ إلى اليابان الّذي سَيَكُونُ غَذّتْ إلى العائلة المالكةِ. |
Ama benden işlere yardım etmemi ve Japonya'ya gelmemi istedi. | Open Subtitles | والتي طلبت مني أن أمثل مبيعاتها وأنتقل إلى اليابان |
Söylemek istediğim, Kira'yı bulmak için Japonya'ya on iki tane ajan yollandı... Ve hepsi ölü bulundu... | Open Subtitles | لأخبركم الحقيقة، مات بالأمس 12 عميل إف بي آي كانوا قد جاؤوا إلى اليابان للتحقيق بشأن كيرا |
On iki FBI ajanı Japonya'ya girdi. | Open Subtitles | 12 من عملاء المباحث الفيدرالية قدموا إلى اليابان |
Japonya'ya gelen FBI ajanlarından biriydi. | Open Subtitles | لقد كان واحداً من العملاء الفيدراليين الذين قدموا إلى اليابان |
Kira, Japonya'ya gelen on iki FBI ajanını öldürdü. | Open Subtitles | كيرا قتل العملاء الفيدراليين الاثناعشر الذين أتوا إلى اليابان |
Öyleyse, Japonya'ya gitmeliyim. | Open Subtitles | في هذه المرحلة ، ينبغي علي الذهاب إلى اليابان |
Karı seviyorum, görmek için Japonya'ya gitmek istiyorum. | Open Subtitles | أحب التزلج أريد الذهاب إلى اليابان لرؤية الثلج |
O kaza sırasında Japonya'ya davada çalışmak için geldi... | Open Subtitles | خلال تلك الحادثة ، أتت إلى اليابان في طلب العمل على القضية |
Ama aniden, çömlekçi olan babamı takip etmek için Japonya'ya gittim. | Open Subtitles | لكنني فجأة ذهبت إلى اليابان لألتحق بوالدي الذي يعمل بالخزف |
Şu anda Japonya'da olan FBI ajanları ile ilgili bir bilgi taşıyor mu? | Open Subtitles | هل تحتفظ بملفات جميع المحققين الذين أُرسلوا إلى اليابان فيه؟ |
Dünya, Japonya'nın ekonomik lider olmasını bekliyor. | Open Subtitles | العالم ينظر إلى اليابان للقيادة الإقتصادية |