ويكيبيديا

    "إلى بغداد" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Bağdat'a
        
    • beni Bağdat'
        
    Acele Bağdat'a gideceksin ve bu altıncı ayın sonunda, Prenses'in zehirlenmesi emrini vereceksin. Open Subtitles سوف تسرع إلى بغداد وفى نهاية القمر السادس ، أعطى أمرا بتسميم الأميرة
    O dönem, Amerikan askerlerinin tanklarıyla Bağdat'a girdikleri dönemdi. TED في ذلك اليوم، دخلت الدبابات الأمريكية إلى بغداد.
    Bağdat'a iki kişi yolladık ve bu konuyu hikayeyi daha detaylı araştırdık. TED إنتهى بنا الأمر لإرسال شخصين إلى بغداد لدراسة أبعاد هذه القصة .
    Kutsal Majesteleri, gelecek ay, talipler kraliyet prensesiyle evlenmeye çalışmak için Bağdat'a gidecekler. Open Subtitles سمو جلالة الملك ، فى القمر القادم سوف يذهب الخطاب إلى بغداد لطلب الزواج من الأميرة الحاكمة
    Bilin ki, Ulu Hakan'ın, asil ailemin kanı Moğollarınkiyle karıştığında, Bağdat'a bir kez daha barış ve mutluluk gelecek. Open Subtitles أنا أعرف ، أيها الخان المعظم إن السلام والسعادة سوف يأتي مرة أخرى إلى بغداد عندما يمتزج دم عائلتي النبيلة مع دم المغول
    Seni uzun süreliğine Bağdat'a yollayacağım. Kimse seni bulamaz. Open Subtitles سَأُرسلُك إلى بغداد لمدة طويلة لا أحد سيجدَك.
    Seni uzun süreliğine Bağdat'a yollayacağım. Kimse seni bulamaz. Open Subtitles سَأُرسلُك إلى بغداد لمدة طويلة لا أحد سيجدَك.
    O zaman ilk kez bana Bağdat'a gideceğini söyledi. Open Subtitles أنه لم يخبر أى أحد آخر لكنه كان عالما بأنه سيذهب إلى بغداد
    Bildiğiniz gibi Fouad'ın anavatanında çok zor bir dönem geçiriliyor, buna rağmen kendisi Fransa'dan ayrılıp Bağdat'a dönmeye karar verdi. Open Subtitles فؤاد يشتاق في تلك الأيام الصعبة لوطنه الأم لذا فإنه عازم على الرحيل من فرنسا و العودة إلى بغداد
    Düşünebiliyor musun, bir an önce Bağdat'a gitmek istiyordu. Open Subtitles تخيلي يريد الذهاب إلى بغداد تذكرة لبغداد؟
    Bakar mısın, beni nereye götürüyor. Bağdat'a gitmeye alışmış herhalde. Open Subtitles إنظر إلى أين نحن ذاهبون يجب أن لا تستعمل طريق العودة إلى بغداد
    Bağdat'a çok gitmek istiyordun, gitsene hadi! Open Subtitles عليك الوصول إلى بغداد انها بالطريق الآخر
    Geçen gün Vittoria ile konuşuyorduk, sonra bana neden Bağdat'a dönmek istediğimi sordu. Open Subtitles هذا فقط ما قلته لفيتوريا عندما سألتني لما أعود إلى بغداد ؟
    Genellikle hasar kontrol. Yatıştırır, oksijen verir, Bağdat'a gönderip çıkarsın. Open Subtitles كان المهم هو التحكّم بالأضرار، تخديرهم، تهويتهم نقلهم إلى بغداد...
    Amman'dan Bağdat'a giden yolda rutin aramalar yapıyorduk. Bunu da o zaman bulduk. Open Subtitles لقد كنا نقوم بعمليات بحث روتينية على الطريق من عمان إلى بغداد وهناك وجدناه
    Beni kovdurmak ve kendini Bağdat'a sürdürmek istiyorsan harika bir fikir. Open Subtitles مهلا، هذا هو فكرة عظيمة إذا كنت تريد يحصل لي أطلقت، وأرسلت إلى بغداد.
    Seni kovmalıyım ama bunun yerine seni Bağdat'a süreceğim. Open Subtitles تعلمون، وكنت النار ستعمل لك، ولكن بدلا من ذلك، وأنا السفينة ستعمل قبالة لكم إلى بغداد.
    Tek yapmamız gereken silahları Ürdün'den Bağdat'a nakletmek. Open Subtitles كُل ما علينا فعلُه هو أن نشحن الأسلحة مِن الأردن ونرسلها إلى بغداد
    Evet, ayda üç dört kere Bağdat'a direksiyon sallar. Open Subtitles أجل، إنه يقود إلى بغداد ثلاث أو أربعة مرات في الشهر
    - Ne yani, bütün Hintliler Bağdat'a mı gidecek? Open Subtitles لذا فإن جميع الهنود الذهاب إلى بغداد الآن؟
    İsa, beni Bağdat'a gönderiyor. Open Subtitles يسوع هو وجود لي نقله إلى بغداد.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد