1969 yılında, bir arkadaşım beni Tokyo'daki Amerikan Elçiliğinde bir partiye çağırdı. | Open Subtitles | فى عام 1969 دعانى صديق لى إلى حفلة للسفارة الأمريكية فى طوكيــو. |
Bir arkadaşının tiyatro gösterisine gittik, sonra çatı katında, bir partiye. | Open Subtitles | لقد ذهبنا الى عرض صديقه المسرحى وبعد ذلك إلى حفلة مملة |
Bir arkadaşının tiyatro gösterisine gittik, sonra çatı katında, bir partiye. | Open Subtitles | لقد ذهبنا الى عرض صديقه المسرحى وبعد ذلك إلى حفلة مملة |
Benim şirketin Yılbaşı partisine gitmemin sana nasıl bir yararı olacak ki? | Open Subtitles | كيف يمكن لذهابي معك إلى حفلة الشركة بعيد الميلاد أن يكون معروفاً؟ |
Saat 6'ya kadar geri gelmeye çalışın ki Kent'lerin partisine gidebilelim. | Open Subtitles | حاول أن تعود بحدود السادسة لنستطيع أن نذهب إلى حفلة كنت |
Pekala. parti kılık kıyafeti açısından başarılı çalışmalarından biri değil. | Open Subtitles | حسنا ، إنه ليس أفضل أوقاتك للذهاب فيه إلى حفلة |
Beni tanımakta zorluk çeken insanların olduğu bir partiye gittim ve bana bunca zaman nerede olduğumu sordular, ama ben onlara neler gördüğümü açıklayamadım. | TED | ذهبت إلى حفلة حيث الذين أعرف يصعب عليهم معرفتي ويسألون أين كنت، لكن لا يمكن أن أشرح لهم ما رأيت. |
Tabii ki öyle değil. Gerçek bir partiye gitmeye sevineceğini düşünmüştüm. Okul balosu ineklere göre. | Open Subtitles | بالطبع لا، سوف أكون سعيدأ للذهاب إلى حفلة حقيقية الرقص سيكون ممتعأ |
Mike'ın kız kardeşi bu gece beni bir partiye davet etti ve Mike da orada olacak. | Open Subtitles | دعتني شقيقة مايك إلى حفلة الليلة وسيكون هناك. |
bir partiye gideceğimizi söyleyebilirdi. | Open Subtitles | كان يمكنها أن تحذرني أننا ذاهبين إلى حفلة. |
Sokak'taki yeni binada verilen bir partiye gittim. | Open Subtitles | ذهبت إلى حفلة في البناية الجديدة في شارع 82 |
Bak, tek istediğim, seni ailemin de olduğu hoş bir partiye götürmekti... ama şimdi tam bir batağa döndü. | Open Subtitles | أنظر , كل ما أردت فعله هو ان آخذك إلى حفلة تأنق مع عائلتي و الآن تحول الأمر إلى كارثة |
İşkenceyle sorgulanmadan bir partiye gitme hakkım var. | Open Subtitles | مسموح لي الذهاب إلى حفلة بدون أن أتهم بشئ |
Öyle bir partiye gidip de, yaptığın tek şey konuşmak mı oldu? | Open Subtitles | ذهبت إلى حفلة تبادل وكل ما فعلتماه كان الكلام؟ |
Bir gece, Colorado Avalanche oyuncusu Mike Ricci kupayı bir partiye götürdü Cheryl kupayı öptü ve dokuz ay sonra Stanley dünyaya geldi. | Open Subtitles | في إحدى الليالي, مايك ريتشي كولورادو أفلانش .جلب الكأس إلى حفلة قبلت شيرلى الكأس و بعد 9 أشهر ولد ستانلي |
Beni bir partiye davet ediyorsun bana hangi elbiseyi giyeceğimi söylüyorsun beni kendi hayatına davet ediyorsun. | Open Subtitles | أنت تدعوني إلى حفلة و تُملي عليّ ما ألبسه و أنت تدعوني إلى حياتك |
Öyleyse Nick'in partisine gitmeden önce solaryum cihazında on dakika geçir. | Open Subtitles | واقضِ عشرة دقائق في جهاز التسمير قبل الذهاب إلى حفلة نـك.. |
Onu geçen yıl Noel partisine getirmiştim ama bütün gece otoparkta kusup durdu. | Open Subtitles | جلبته إلى حفلة عيد الميلاد العام الماضي، لكنه قضى الليلة في المرآب يتقيأ. |
- Anlıyorum, kim sahte bir parti için gerçek bir randevuyu iptal eder ki? | Open Subtitles | أنا أفهم. الذي من شأنه أن يلغي تاريخ الفعلي فقط للذهاب إلى حفلة البكالوريوس وهمية؟ |
Onu ülkenin öteki ucuna davet ettim, yapilir mi bu? | Open Subtitles | دعوة إلى حفلة في جميع أنحاء البلاد، من يفعل ذلك؟ |
Gece bir baloya, gerçek bir kutlamaya dönüşüyordu. | Open Subtitles | الأمسية تحولت إلى حفلة راقصة, احتفال حقيقي |
Cadılar bayramı partisi için uçuş görevlisi kostümü giymişsin gibi. | Open Subtitles | تبدينَ كأنكِ ذاهبةٌ إلى حفلة عيد القديسين مرتديةً كمضيفة طائرة |
O halde cumartesi Dimitri'nin partisinde neden yoktun? | Open Subtitles | إذاً لماذا لم تأتي إلى حفلة ديمتري يوم السبت؟ |