Aklım ve kalbim pişmanlık duymadan geriye dönüp bakabileceğim daha zengin ve gerçek bir hayata vesile olacağını da biliyor. | TED | وأعلم في قلبي وعقلي أيضاً أن كل الصعوبة ستؤدي إلى حياة غنية وأصيلة يمكنني تذكرها دون ندم. |
Benim acıya bile hakkım olmadığını düşünenlerin olduğunu da biliyorum, ama sadece kalıcı cezalı bir hayata. | TED | أعلم بأنه يوجد البعض ممن يعتقدون أنه ليس لي الحق بأن أتألم، ولكن فقط إلى حياة من التكفير الدائم عن الذنب. |
Rahatsızlık anlamlı bir hayata kabul edilmenin bedeli. | TED | المشقة هي ضريبة الدخول إلى حياة ذات معنى. |
Beni yeni bir hayat için Amerika'ya yanına aldı... | Open Subtitles | ظهر ثانية متى أنا كنت سبعة، نظّف كصافرة... مع زوجة جديدة سمّت دورا... أخذتني إلى حياة جديدة في أمريكا. |
Bu insanların hayatına nasıl baktığınıza göre değişir. | TED | هذا يعتمد على كيفية نظرك إلى حياة الناس. |
Bana aşıksın ama beni acı verecek bir hayata sürüklemek istiyorsun! | Open Subtitles | أنك تحبني و تريد أن تسحبني إلى حياة تؤلمني |
Arkadaşlarınla vedalaşman ve 503 numaralı odaya gidip daha iyi bir hayata başlaman için 3 dakikan var. | Open Subtitles | أمامك ثلاث دقائق لتوديع زملائك السابقين واحضر إلى الغرفة 503 للإستعداد إلى حياة أفضل |
Uzun boylu, esmer ve yakışıklı bir yabancı bana fena halde aşık olur ve beni gizemler ve entrikalarla dolu bir hayata sokar. | Open Subtitles | رجل غريب، طويل، غامض، وسيم يعشقني بجنون، ويأخذني إلى حياة من اللغز والإثارة الدولية |
Uzun boylu, esmer ve yakışıklı bir yabancı bana fena halde aşık olur ve beni gizemler ve entrikalarla dolu bir hayata sokar. | Open Subtitles | رجل غريب، طويل، غامض، وسيم يعشقني بجنون، ويأخذني إلى حياة من اللغز والإثارة الدولية |
Ve onun seni yeni bir hayata götürmesine izin verirsin. | Open Subtitles | و انت تتركيها تأخذك إلى حياة كاملة جديدة |
Ve işte böyle. Tekdüze, karanlık bir hapishane hücresi yerine gözlerini yeni bir hayata açtığın ana rahminden geçiyorsun. | Open Subtitles | وها هى ملكك ، بدلاً من زنزانة سجن مُظلمة قاتمة رحم تغذية ، يجلبك إلى حياة جديدة.. |
Diğer dinler ise ölümü daha yüksek düzeyde bir var oluşa veya yine burada dünyada diğer bir hayata geçiş olarak görürler. | Open Subtitles | وهناك ديانات أخرى ترى الموت أنه انتقال إلى وجود على مستوى أعلى أو إلى حياة أخرى هنا على الأرض |
Bu tamamiyle yeni bir hayata bağlangıç olabilir. Herşeyimiz var. | Open Subtitles | هذا يُمكن أن يكون المدخل إلى حياة جديدة، حيث سوف نحظى بيها. |
Çok değerli cumartesimi benden daha iyi bir hayata sahip olabilmeleri için o çocuklara sürücülük yapmayacağım. | Open Subtitles | لن أقضي السبت الغالي خاصتي في السياقة بأولئك الأطفال المدللين إلى حياة أفضل مما حظيت بها قطّ |
Umarım bu gezi işe yarar. Yeni bir hayata çok ihtiyacım var. | Open Subtitles | يا إلهي، آمل أن ينجح أمر المسير هذا، فأنا بحاجة إلى حياة جديدة بشدة. |
Umarım bu gezi işe yarar. Yeni bir hayata çok ihtiyacım var. | Open Subtitles | يا إلهي، آمل أن ينجح أمر المسير هذا، فأنا بحاجة إلى حياة جديدة بشدة. |
Kelimelerin altındaki parmağım her yaştan insan için kitap yazdığım bir hayata götürdü, kitaplar yavaş yavaş okunmak içindir, tadını çıkarmak içindir. | TED | إصبعي الذي مشى تحت الكلمات قادني إلى حياة الكتابة التي تناسب جميع الأشخاص من كل الأعمار، كتبٌ كُتبت لتُقرأ ببطء، ولكي يُستَمتع بها لآخر حرف. |
Remington Trust. Daha iyi bir hayat için yol Remington'da başlıyor. | Open Subtitles | الطريق إلى حياة أفضل يبدأ عند "ريمنجتن" |
Farklı bir hayat için değiştirebileceğimi söyle! | Open Subtitles | أغيّرها إلى حياة أفضل! |
Eddie'nin babanızın hayatına kattıklarına bir bakın. | Open Subtitles | إنه رفقتهم رائعه جدا فقط إنظر كيف إيدي أدخل الكثير إلى حياة والدك |