Dedi ki madem burnumuzun dibindeki Küba'ya gitmiyoruz... ne diye onca uzaktaki Vietnam'a gidelim ki? | Open Subtitles | وقال لن نذهب إلى غزو كوبا المجاورة لنا لماذا نذهب إلى فيتنام التى هى بعيدة جداً؟ |
Ben Vietnam'a döneceğimi sanıyordum ama onlar benim için komünistlerle savaşmanın en iyi yolunun, pin pon oynamak olduğuna karar verdiler, ben de Özel Hizmetlerle ülkenin dört bir yanını gezdim, yaralı gazileri neşelendirdim ve onlara pin pon oynamayı gösterdim. | Open Subtitles | فكرت فى العودة إلى فيتنام لكنهم قرروا أن أفضل طريقة لمحابة الشيوعيين |
Bu genç adam Vietnam'a gidiyor ülkesi adına savaşmak için. | Open Subtitles | إذاَ... ذهب هذا الشاب إلى فيتنام للقتال من أجل وطنه |
- Ben de Vietnam'a gidersem... - Millet, millet, millet. | Open Subtitles | إن كان بإمكاني الذهاب إلى فيتنام - يا رفاق - |
1967'de, celb geldiğinde, Nam'a gönderildik. | Open Subtitles | في عام 1967, عندما تلقينا اتصال يقول أننا يجب أن نذهب إلى فيتنام |
Bir sonraki yapacağı şey de Vietnam'a gitmek. | Open Subtitles | وليس هذا فقط بل سيذهب إلى فيتنام |
Onu benimle bırakıyorsun ve bu heriflerle Vietnam'a gidiyorsun! | Open Subtitles | وتذهب مع هؤلاء الحمقى إلى فيتنام |
Bana, iki yıl Vietnam'a gidip, bir laboratuarda çalışırsam bütün davayı düşüreceklerini söylediler. | Open Subtitles | قالوا لي، إذا ذهبت - - إلى فيتنام لعامان |
18 yaşımdayken, Vietnam'a gittim. | Open Subtitles | عندما أنا كنت 18, أنا , uh, ذهبت إلى فيتنام. |
Vietnam'a giderdim ve senin yaptığının aynısını yapardım. | Open Subtitles | لذهبت إلى فيتنام وفعلتُ ما فعلتَ أنت |
Lütfen, seni Vietnam'a göndermelerine izin verme. | Open Subtitles | أرجوك لا تدعهم يرسلوك إلى فيتنام. |
Yedeklere alınacaksın. Vietnam'a gitmeyeceksin. | Open Subtitles | . تذهب إلى القوات الإحتياطية "ولا تذهب إلى "فيتنام |
Yedeklere alınacaksın. Vietnam'a gitmeyeceksin. | Open Subtitles | . تذهب إلى القوات الإحتياطية "ولا تذهب إلى "فيتنام |
Vietnam'a gitmen için seni eyalete götürüyor olmam. | Open Subtitles | أنا أقود السيارة وأعود بك إلى فيتنام... مرة أخرى |
Vietnam'a mı gidiyorsun bebek? | Open Subtitles | ألا تريدين العودة إلى فيتنام ؟ |
Eric onla Vietnam'a gideceğimi düşünüyor. | Open Subtitles | إيريك يعتقد بأني ذاهب معه إلى فيتنام |
Künyemi büküp Vietnam'a mı göndereceksin? | Open Subtitles | تثني شريط كلبي وتعيدني إلى فيتنام ؟ |
Sonrasında Rockefeller Yatırımcılık, Sovyetler Birliği'ndeki bazı fabrikaları finanse etmeye başladı, ki bunlar Kuzey Vietnam'a gönderilen askeri mühimmatların üretildiği fabrikalardı. | Open Subtitles | الذي السوفييت كَانوا يَصْنعونَ الأجهزة العسكرية وتُرسلُها إلى فيتنام الشمالية. على أية حال، تمويل كلا الجانبينِ في هذا النزاعِ هَلْ كَانَ واحد وحيد مِنْ جانبِ العملة المعدنيةِ؟ |
Ben, geyikleri düşünüyorum. Nam'a gitmeyi. | Open Subtitles | أفكر في الغزال والذهاب إلى فيتنام |
Nam'a gitmek istemiyorum | Open Subtitles | لا أريد الذهاب إلى فيتنام |
Bugün Vietnam'dan hava aracı ve... ve çarpışma gücümüzü 75,000 adamdan... 125.000'e... acil olarak çıkartacak başka kuvvetler istedim. | Open Subtitles | لقد أمرت اليوم إرسال القسم المنقول جوا إلى فيتنام وبعض القوات الأخرى التي سترفع قوّة قتالنا... من 75 ألف |