Sonra köyüme döneceğim. Oradan da Kanada'ya gidebilirim. | Open Subtitles | ثم أعود إلى قريتي ربما بعد ذلك إلى كندا. |
Üç çocuğum var be! Eski karım da Kanada'ya taşındı. | Open Subtitles | لدي ثلاثة أطفال زوجتي السابقة انتقلت إلى كندا |
Sürekli hareket halinde olmamızı istediğini sanıyordum? Gün doğmadan önce Kanada'ya mı gideceğiz? | Open Subtitles | إعتقدت بأنك تريد التحرك بسرعة إلى كندا قبل الفجر ؟ |
Towers ve Angelica, Kanada'ya mı kaçıyor? | Open Subtitles | (تاورز) و(أنجيليكا) يهربان إلى (كندا)؟ |
Ama onu Kanada'ya götürmemi istedi. | Open Subtitles | لكنـه طلب مني أن آخذهـ إلى كندا |
İsterse göğüslerini Kanada'ya kadar yükseltsin. | Open Subtitles | هي يُمْكِنُ أَنْ تَدْفعَ صدورها للأعلى إلى كندا. |
Şu an Kanada'ya doğru yola çıkmış olabilirdim. Bu delilik. | Open Subtitles | كنت أستطيع أن أكون في طريقي إلى كندا هذا جنون |
Karım ve ben yarın sabah erkenden Kanada'ya gidiyoruz. | Open Subtitles | سنذهب أنا وزوجتى إلى كندا فى الصباح الباكر ...لدينا كوخ هناك |
Black Moses lakabını kazandı ve köleleştirilmiş insanlara, önce kuzeye ve daha sonra da Kanada'ya kaçmasına yardım etmek için dost kölelik görevlileriyle gayretle çalıştı. | TED | وتم تلقيبها بلقب موسى الأسود واجتهدت مع زملائها المؤيدين لإلغاء العبودية لمساعدة العبيد على الفرار، هاربين بداية للشمال، ولاحقاً إلى كندا. |
Chuck da Kanada'ya taşınmak için can atıyor, değil mi aşkım? | Open Subtitles | تشاك) متحمس بشأن) الإنتقال إلى (كندا) صحيح، عزيزي؟ |
(Gülüyorlar) Üç yıl ileri sıçradım. Nihayet divandan kalktım... ...ve yeni bir gezi planlamaya başladım. Bu sefer... kendime başıma haritanın en tepesindeki Rusya'dan başlayıp haritanın ortalarında olan Kuzey Kutbu'na oradan da Kanada'ya gitmek istiyordum. | TED | (ضحك) مضت ثلاث سنوات، نهضت وأخيراً من على الأريكية وبدأت أخطط من جديد لرحلة أخرى. في هذا الوقت، لقد أردت أن أذهب بنفسي هذه المرة، من روسيا، أعلى الخريطة، إلى القطب الشمالي، حيث تشبه العقدة في الوسط، ومن ثم إلى كندا. |
Kanada'ya mı? | Open Subtitles | إلى (كندا)؟ |
..yani yarından sonra onu Kanada'ya geri götüreceğim. | Open Subtitles | غداً.. سآخذه إلى كندا |
Sınır devriyesi onu Kanada'ya geçmeye çalışırken yakaladı. Şu anda buraya doğru getiriliyor. | Open Subtitles | حرس الحدود قبضوا عليه وهُو يُحاول العبور إلى (كندا)، ويتمّ تسليمه إلى هُنا في الحال. |
Red, Eric hortuma yakalanırsa, Kanada'ya kadar uçar. | Open Subtitles | أحمر، إذا يَمْسكُ إيريك في a إعصار، هو سَيُصبحُ مَنْفُوخ إلى كندا. |
Geçen Noel Phil eliptik bisiklet aldı ve evimizden Kanada'ya kadar olan mesafeyi bir senede yürüyeceğine yemin etti. | Open Subtitles | في عيد الميلاد الماضي (فيل) حصل على جهاز تخسيس الوزن وتعهد بقطع مسافة تعادل السير من منزلنا إلى "كندا" خلال سنة |
Güvenlik polisi Kanada'ya doğru gittiğini düşünüyor. | Open Subtitles | الشرطة ستفترض إنك ذاهب إلى كندا |
Neden Kanada'ya doğru sürmüyoruz sınıra oldukça yaklaştık. | Open Subtitles | , (لم لا نذهب إلى (كندا لأننا قريبان إلى الحدود |
İnanın veya inanmayın Kanada'ya gidiyoruz şansımızı denemeye. | Open Subtitles | لأننا ذاهبون إلى " كندا " سواءَ أعجبكم أم لا لأخذ أفضل فرصة للتواصل |
Git, eşyalarını topla dostum çünkü Kanada'ya gidiyoruz. | Open Subtitles | احزم أمتعتك يا صديقي، لأننا ذاهبان إلى "كندا" |