Bu, şehrin okulunu bir restorana sattığı yasal bir işlemdir. | Open Subtitles | هذه صفقة شرعية تقوم فيها مدينة ببيع مدرسة إلى مطعم |
AB tarım bakanlarının hepsiyle bir araya geldiğinde yüksek sınıf bir restorana gitti ve hep beraber böcek yediler. | TED | مؤخرا في لاهاي، ذهبوا إلى مطعم رفيع المستوى، وجلسوا وأكلوا الحشرات مع بعض. |
bir restorana gitmeyi düşündüğümüzde, menüye bakarken, sizden menüdeki her şeyi sipariş etmeniz beklenir mi? | TED | حينما تفكر بالذهاب إلى مطعم عندما تنظر إلى قائمة الطعام، هل من المتوقع منك أن تقوم بطلب كل ما فيها؟ |
Görüyorsunuz ki biri et lokantasına ve diğeri bir sebze restoranına gitmek üzere işaretlenmiş. | TED | ترى أحدهما موسومٌ ليشحن إلى مطعم لحوم والآخر إلى مطعمٍ نباتي. |
Teşekkürler. Ejder Savaşçısı'nın Erişte ve Tofu Yeri'ne geldiğiniz için sağolun. | Open Subtitles | شكراً، شكراً لكم لحضوركم إلى مطعم المحاربالتنينيللـ"شعيرية"و"التوفو " |
Güzel bir restoranda kurbağa gösteremezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تأتي بضفدع إلى مطعم بهذا الشكل. |
Hayatımda ilk kez iyi bir lokantaya gitmiştim, gerçekten iyi bir restoranta. | TED | أتذكرُ المرة الأولى التي ذهبتُ فيها إلى مطعم جميل، مطعم جميل حقًا. |
hey Homer, sen gerçekten harika bir adamsın. bizi güzel bir restorana götürüyorsun | Open Subtitles | أنت كريم يا أبي، أن تأخذنا إلى مطعم فاخر كهذا |
- bir restorana gitmiyor muyuz? | Open Subtitles | لما لا نذهب إلى مطعم ما أو شيئاً من هذا القبيل |
Neden ünlü, güzel sessiz ve küçük bir restorana gitmiyoruz? | Open Subtitles | لمَ لا نذهب إلى مطعم هادىء ولطيف لنحتفل؟ |
Beş yıldızlı bir restorana giderken palet takmazsın. Göl kenarına gelirken de neden 7,5 santimlik topuklu giyesin? | Open Subtitles | فأنت لا ترتدي خفين عند الذهاب إلى مطعم خمسة نجوم لماذا ترتدي حذاء عالٍ إلى البحيرة |
Sokakta başı boş dolaşırken, bir restorana girdim ve garsonluk yapan bir kızla tanıştım. | Open Subtitles | تجولت في الشوارع وبعدها إلى مطعم حيث التقيت نادلة |
Ne zaman bir Nijerya restoranına erkekle girsem garson erkeği selamlar ve beni görmezden gelir. | TED | في كل مرة دخلت إلى مطعم نيجيري صحبة رجل، يلقي النادل التحية على الرجل ويتجاهلني. |
Seni Earl'in Yeri'ne götürebilirim sanıyordum. | Open Subtitles | كنت أتمنى أن أخذك إلى مطعم ايرل. |
Ne yani, kayınpederin ve kayınvalidenle havalı bir restoranda yemek mi yiyeceğiz? | Open Subtitles | ماذا إذًا ؟ تقترح أن نذهب إلى مطعم دافئ فقط أنا وأنت ووالدا زوجتك ؟ |
Benimle güzel bir lokantaya gelmek ister misiniz? | Open Subtitles | أتريد أن تذهب إلى مطعم رائع معى؟ أنت جائع ؟ |
Aslında Paige ile birlikte Ralph'ı alıp Betty'nin Lokantası'na gideceğiz. Çocuk için elma suyu, bizim için canlı caz. | Open Subtitles | بايج وأنا في الواقع سنأخذ رالف وبعدها نذهب إلى مطعم بيتي عصير التفاح للفتى،وموسيقى الجاز لنا |
Bende onu öyle pahalı mekanlara götürecek kadar para yok. | Open Subtitles | فأنا لا أملك المال لأصحبها إلى مطعم فخم كهذا |
Sizi güzel bir yemek için Antonio'nun yerine davet ediyorum. | Open Subtitles | "سأصحبك إلى مطعم "أنتينو لتناول غداء النصر |
Yarım saat orada oyalandı sonra akşam yemeği yemek için restorana indi. | Open Subtitles | ثم خرج بعد نصف ساعة وذهب إلى مطعم الفندق لتناول العشاء |
50 dolara bazı çiftleri ikinci sınıf iğrenç restoranlara mı gönderiyorsun? | Open Subtitles | ...إلى مطعم لعين من الدرجة الثانية ويعود عليك بـ 50 دولار؟ |