Ve turların tümü tamamen interaktif, eğer Bir yere gitmek istersem -- | TED | و كل الجولات تفاعلية بالكامل، فماذا لو أردت الذهاب إلى مكان ما |
Bill Walton'dı. Yine Bir yere maça giderken, otobüse binmeye geldi. | TED | بيل والتون, مقبلاً لأخذ الحافلة, كنا مغادرين إلى مكان ما للعب. |
Tek başına amaçsız dolaşabilirsin. Ama iki kişi mutlaka Bir yere gidiyordur. | Open Subtitles | واحد فقط يكون متجول , أثنان معاً دائماً يذهبون إلى مكان ما |
Yemek için şehir dışında Bir yere gitmek ister misin? | Open Subtitles | أتريدين الذهاب إلى مكان ما خارج البلدة لتناول العشاء ؟ |
Bizimle yolculuk edecek misiniz, yoksa sizi bir yerlere atayım mı? | Open Subtitles | إذاً ستبق معى طوال الرحلة أم سأوصلك إلى مكان ما ؟ |
Önce Bir yere uğramam lazım ama sonra şehir merkezine bırakırım. | Open Subtitles | عليّ الذهاب إلى مكان ما أولاً لكن سأعيده إلى المركز لاحقاً |
Hadi hemen trene binelim ve herhangi Bir yere gidelim. | Open Subtitles | دعينا فقط ان نركب القطار و نذهب إلى مكان ما |
Onları bulmamız için bırakmadığına göre başka Bir yere götürmüş olmalı. | Open Subtitles | لم يتركهما هنا لنجدهما مما يعني أنه أخذهما إلى مكان ما |
Bir yere gidip bu konu hakkında konuşabiliriz. Hadi ama. | Open Subtitles | أيمكننا أن نذهب إلى مكان ما ونتحدث بهذا الأمر وحسب؟ |
O halde Bir yere yiyecek bulmak için gitmek zorundasın. | Open Subtitles | إذن عليكِ أن تذهبي إلى مكان ما للبحث عن الطعام. |
Bir yere gidip konuşmak ve bir şeyler içmek ister misin? | Open Subtitles | هل تريد أن تذهب إلى مكان ما والتحدث، والحصول على مشروب؟ |
Her bir kum tanesi Bir yere geliyor ve Bir yere gidiyor. | TED | كل حبة رمل قادمة من مكان ما وذاهبة إلى مكان ما. |
20'lerindekiler LAX'ten henüz kalkmış, batıda herhangi Bir yere giden uçaklar gibidir. | TED | إن الأشخاص في العشرينيات مثل الطائرات التي تقلع للتو من مطار لوس أنجلوس، متجة إلى مكان ما غرباً. |
Bir yere ait olmak istiyorlar ama yalnızca birbirlerine ait olabiliyorlardı. | TED | هم يريدون الانتماء إلى مكان ما ولكنهم ينتمون إلى بعضهم البعض وحسب. |
Beni başka Bir yere götürürdü sanırım, adam buluncaya kadar. | Open Subtitles | . كان سيأخدنى إلى مكان ما , حتى يعثروا على هذا الرجل |
80 km ötede Bir yere götürdüm-- | Open Subtitles | أخذتها إلى مكان ما على بعد 50 ميلاً على الطريق |
Seni bulamayacağım Bir yere kovmuşlar. | Open Subtitles | أنهم ربما قد طاردوكي بعيداً إلى مكان ما لا حيث لا أستطيع أن أجدكي |
Sanırım eroin yaprakları şu vinçle Bir yere taşınıyor. | Open Subtitles | أعتقد أن الهيرويين ينقل من هنا إلى مكان ما بواسطة تلك الرافعة |
Ayrılmak istiyorsan, birlikte Bir yere gidebiliriz. | Open Subtitles | إذا أردت أن نفترق , يمكننا أن نذهب سويةً إلى مكان ما |
Her şey bir yerlere gider, ve ben de her yere girerim. | Open Subtitles | كل شيء يذهب إلى مكان ما و أنا أذهب إلى كل مكان |
Söz konusu olan, o arabalı serserilerden uzakta bir yerde süreceğimiz yaşam. | Open Subtitles | هذه حبل حياتنا إلى مكان ما بعد تلك الآفات على الآلات |
Anlaşmamız seni gideceğin yere bırakıp arabayı almamdı. | Open Subtitles | كان الاتفاق أن أصطحبك إلى مكان ما وأحظى بالشحنة عدة ساعات، حسنًا؟ |
Kayıp sektörün içinde bir yerlerden geldiğini biliyoruz. Her olayla birlikte, giderek güçlendiğini biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم أن أصله يرجع إلى مكان ما بالقطاع المفقود، ونعلم أنه يزداد قوّة مع كل مواجهة. |