ويكيبيديا

    "إلى نتيجة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • sonuç
        
    • bir sonuca
        
    • vardım
        
    • sonucuna
        
    • bir yerlere
        
    Söylemek istediğim şey, gerçekçi bir sonuç elde etmek için takip edilmesi gereken üç basit kural var. TED أود أن أقول أن هناك ثلاث قواعد بسيطة للوصول إلى نتيجة واقعية
    Ve şu anlayışa varırız sonuç olarak, tüm bu eşyalara karşı bakış açımız değiştikçe, insanlarla olan ilişkilerimiz de değişiyor. TED وقد خلصنا إلى نتيجة مهمة, حيث أن كما علاقات الناس بالأشياء التي في حياتها تتغير, كذلك العلاقات بين الناس.
    Genellikle mükemmel arabanın hangisi olduğu konusunda iyi bir sonuca varırlardı. TED وفي النهاية يصلون إلى نتيجة جيدة في العادة عن السيارة المثالية لهم
    Nihayet tek bir sonuca ulaştım. Open Subtitles وأخيرًا، استطعتُ التوصل إلى نتيجة واحدة وحسب.
    Baylar, ben şu sonuca vardım: Open Subtitles أيها السادة ، لقد توصلت إلى نتيجة ألا و هى
    Biraz düşündükten sonra bu üniversitenin, programım için uygun personellere sahip olmadığı sonucuna vardım. Open Subtitles بعد الأخذ بعين بعض الاعتبارات... توصلت إلى نتيجة أنّ هذه الجامعة ببساطة لا تمتلك الأفراد الملائمين
    İyi çocuk, nihayet bir yerlere varıyoruz. Open Subtitles ولدمطيع، وأخيراً وصلنا إلى نتيجة
    Biliyorum. Ama sonuç çıkar çıkmaz beni arar mısın? Çocuğun kaçırılmasının üstünden sekiz saate yakın zaman geçti. Open Subtitles أعلم هذا لكن هلا تتصل بي فوراً إذا وصلت إلى نتيجة نحن نصل إلى الثماني ساعات منذ أختطاف الطفل
    Bir kadını kaçırdı ve para istiyor. Olumlu bir sonuç almak için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Open Subtitles قام بإختطاف إمرأة، يُطالب بأموال سنستمر قدُماً إلى نتيجة إيجابية
    O zaman işaretlemiştim, ve nihayet bir sonuç var. Open Subtitles ومن ثم أجريت إختباراً على الأمر مُجدداً وتوصلت أخيراً إلى نتيجة
    Böylece yüzlerce çocukla birlikte çalıştıktan sonra vardığım sonuç şu oldu: bu nesil, dijital çağda bit'lerle yetişmiş ilk nesil. TED لذا بدأت أعمل مع بضع مئات من الأطفال، و توصلت إلى نتيجة تُظهر أن هذا الجيل هو أول جيل يبلغ سن الرشد في العصر الرقمي، أول جيل يكون محاطاً بالوسائل الرقمية منذ الولادة.
    Önce ortak görüşler belirledik, sonra mimari uygulamaya geçebildik ve ulaştığımız sonuç hiçbirimizin, gerçekten hiçbirimizin aslen ya da tek tek yaratabileceği bir şey değildi. TED واتخذنا مواقف منها, ومن خلال هذه المواقف, بدأنا بخلق مظاهر معمارية, ووصلنا إلى نتيجة لم يكن أحد منّا, أيّ أحد منّا, ليفكّر بها لا مبدئيّاً, ولابشكل فرديّ.
    Ben yasal hukukta 40 yıllık deneyimim ışığında şunu düşündüm ve olumlu sonuç almak için yasal ve dürüst bir iş yapmanın hiçbir yolu olmadığını gördüm. Open Subtitles لقد فكرت أكثر بالموضوع في ضوء 40 عاما من الخبرة في الفقه القانوني ولقد وصلت إلى نتيجة إيجابية ليس هناك أية طريقة للقيام بذلك قانونيا وبشكل صادق
    Makine hakkında elde ettiğimiz her bilgi bizi tek bir sonuca götürüyor. Open Subtitles كل البيانات التي لدينا عن الآلة تشير إلى نتيجة واحدة..
    Davranışlarının eğer sen araya girmeseydin tersi için seni sorumlu tutacağı bir sonuca sebebiyet vereceğini anlamayı reddederek seni küçümsedi. Open Subtitles الازدراء لرفض الاعتراف بأن أفعاله ولو لم تتدخل كانت لتؤدي إلى نتيجة كان ليحملك مسؤولية قلبها
    bir sonuca ulaşmak üzere olduğumuzu falan da söyleme. Open Subtitles لا تخبرني أننا سنصل في بحثنا إلى نتيجة
    Adrian, Fransız çift hakkındaki teorilerini dinledikten sonra, bir fikre vardım. Open Subtitles أدريان، أنا أَعتقدُ إنتهى نظريتكَ حول الزوجِ الفرنسيِ، وأنا تَوصّلتُ إلى نتيجة.
    Sloganla ilgili bir sonuca vardım. Open Subtitles وقد وصلت إلى نتيجة بخصوص الشِعار.
    Smallville'de meydana gelen her kötü olayın ardında meteorlardan etkilenen birileri olduğu sonucuna varıyordun. Open Subtitles أنك تتسرعين إلى نتيجة أن مسخ نيزك قاتل كان وراء كل شيء سيئ (يحدث في (سمولفيل
    Ve istemediğim sonucuna ulaştım. Open Subtitles rlm; وتوصلت إلى نتيجة أنني لا أريد ذلك.
    En azından bir yerlere varmaya başladık. Open Subtitles على الأقلّ بدأنا نصل إلى نتيجة
    Tamam. Şimdi bir yerlere varıyoruz. Open Subtitles بدأنا نصل إلى نتيجة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد