Sayın M.Y., biri bu ofise mesai saatinden sonra gelmiş ve bazı dosyaları götürmüş. | Open Subtitles | المدير المساعد، جاء شخص ما إلى هذا المكتب بعد ساعات وأزالت بعض المادّة. الملفات. |
..ve ne kadar zorlarsan zorla, seni ilk gün bu ofise getiren o aynı ahmak olarak kalacak. | Open Subtitles | ومهما كنتِ تحاولين بشدّة سيظل الحقير نفسه الذي أرسلك إلى هذا المكتب في المقام الأول. |
Ve şu anda basın seni bu ofise pek faydası olmayan annen ile aynı kefeye koymaya çalışıyor. | Open Subtitles | وسائل الإعلام تسعى الان الى محاذاتكِ مع امكِ، الذي لا يقدم إلى هذا المكتب معروف. |
Bu ofiste karma olarak çıplak striptizciler olacak. Gerçekten. | Open Subtitles | حسناً , سنجلب راقصين شبه عاريين إلى هذا المكتب للحفلتين |
Bu ofiste karma olarak çıplak striptizciler olacak. Gerçekten. | Open Subtitles | حسناً, سنجلب راقصين شبه عاريين إلى هذا المكتب للحفلتين |
bu ofise gelmeyeceksin CBI ile ilgili hiçbir şeyde adın geçmeyecek. | Open Subtitles | أنت لن تأتي إلى هذا المكتب. لن تكون لديك أيّ علاقة بالمكتب. |
Ama çalışma grubuna katılmak istemediğin sürece baro sınavından önce bu ofise geri gelme. | Open Subtitles | لا أريدك أن تعودي إلى هذا المكتب إلا إذا أردت الإنظمام إلى المجموعة التعليمية حتى بعد إنتهائكِ من الإمتحان |
Her sabah kalkıp bu ofise geliyorum ve bu arada eşim beni Jared'la aldatıyor. | Open Subtitles | كل صباح أستيقظ و آتي إلى هذا المكتب "بينما زوجتي تخونني مع "جاريد |
bu ofise ihtiyacım yok Spencer. | Open Subtitles | لا أحتاج إلى هذا المكتب ، سبينسر |
Komutan, Vali Denning, bana bu ofise atandığımda iki şey söyledi. | Open Subtitles | أيها القائد، أخبرتني المحافظة (دنينغ) بأمرين عندما انتقلت إلى هذا المكتب |
Lobos öldü ve üzerinde bulunan telefon bizi bu ofise getiriyor. | Open Subtitles | (لوبوس) مات، والهاتف الخلوي الذي معه قادنا إلى هذا المكتب |