ويكيبيديا

    "إلى وجه" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • yüzüne
        
    • bir yüze
        
    Isırıp tırmalamak için Aki'nin yüzüne atlamıştım ama o beni yere fırlattı ve bir kulağımı Katana'sı ile kesti. Open Subtitles وتسللت إلى وجه ساكي وأخذت أعضه وأخدشه لكنه قذفني إلى الأرض و قطع أذني بضربة واحدة من سيف الكاتانا
    Bunun farkında değilsiniz, ama gözleriniz sürekli harket eder. Yani birinin yüzüne baktığınızda, TED أنتم لا تلاحظون هذا, لكن عيونكم دائماً تتحرك. لذا عندما تنظرون إلى وجه أحدٍ ما.
    Bu çocuğun yüzüne bakabilir, ve diyebilirdiniz ki, "Peşinden git, çocuğum, TED كان بإمكانكم النظر إلى وجه\ها والقول عليك به يا بني
    Önceden yakışıklı bir yüze bakarken şimdi fasulye tanesine baktığıma göre, sanırım döndük. Open Subtitles . بما أنني كنت انظر إلى وجه وسيم، والآن أنظر إلى وجه شبيه بكعكة الفاصوليا، أوافقك الرأي
    Yeni bir yüze ihtiyacın var. Seçilmişler ofisinden birine değil. Open Subtitles تحتاج إلى وجه جديد وليس من قائمة المرشحين
    Cansız bir kadın kollarında bir deri bir kemik kalmış çocuğuyla yerde yatıyordu. Ve sadece aciz bir şekilde annesinin yüzüne bakıyordu TED رأيت إمرأة لا حياة فيها، مستلقية على الأرض وطفل هزيل بين ذراعيها يحدق بعجز إلى وجه أمه
    Ben nefes almak için su yüzüne çıkmaya çalıştım ama belim lastiğin altına değdi. TED حاولت أن اصعد إلى وجه الماء لأتنفس. فضربت ضهري بالدولاب.
    Hiç kimse Roni'nin yüzüne silah doğrultamaz. Tamam mı? Open Subtitles لا أحد يوجه مسدساً إلى وجه روني ، موافقة؟
    Biliyorum ama babasının katilinin yüzüne bakmaya şu anda hazır değil. Open Subtitles أعلم، لكن تحديقها إلى وجه قاتل والدها أمر لا تستطيع القيام به حالياً.
    Birinin yüzüne silah doğrultmak şok olması için yeterlidir. Silahı tetiğe almak için daha sonrayı beklemelisin. Open Subtitles وجّه السلاح إلى وجه أحد يخشاه، عليكَ توفير التهديد بالمسدس لوقتٍ لاحق.
    Sonra birinin yüzüne silah dayayıp bizi eve götürmesini sağlayacağım. Open Subtitles ثمّ سأوجّه مسدّساً إلى وجه أحدهم وأرغمه على اصطحابنا إلى الديار
    Yani, bu adamın yüzüne bakıyorum, ve bence, ...her şeyi ve herkesi suçluyor ama içinde bir yerlerde, ...parmakla kendini işaret ediyor. Open Subtitles أعني , أنا أنظر إلى وجه ذلك الرجل وأقول.. كما تعلم , أنه يُلقي اللوم على كل شيء وعلى الجميع لكن في مكان ما في داخله..
    Birinin yüzüne her baktığınızda bu ilk defaymış gibi olur. Open Subtitles في كل مرة تنظرين إلى وجه شخص ما كإنكِ لم تريه من قبل
    Tanrı'nın yüzüne bakmak için doğanın maskesini söküyor. Open Subtitles إنه يمزق قناع الطبيعة لينظر إلى وجه الرب
    Pek önemli bir şey değil ama şu an yöneticisini dev bir hesapla yere indirmiş kişinin yüzüne bakıyorsun. Open Subtitles ليس أمر جلل, لكنك تنظرين إلى وجه الرجل الذي سيطر على مراقبه وحصل على تقرير ضخم
    Şimdi maktulün yüzüne darbe simülasyonu yap. Open Subtitles والآن، قومي بمحاكاة ضربة إلى وجه الضحية.
    EEG cihazında bazı ilginç şeyler bulabileceğiniz ortaya çıkıyor. Örneğin, siz birinin yüzüne bakarken birçok sınırlamanın olması. TED يبدو أنّك تستطيع إيجاد بعض الأشياء المُثيرة في الموجات الدماغية، على سبيل المثال: إذا كنت تنظر إلى وجه أحدهم، ولكنها مُقيّدة إلى حدٍ كبير.
    Ufaktan başlamamız gerek. bir yüze, markaya ihtiyacımız var ve odaklanmamız gereken bu. Open Subtitles يتعين علينا أن نبدأ بشيء صغير نحن بحاجة إلى وجه, علامة تجارية
    Hepsinin bir yüze ihtiyacı var. TED كلها تحتاج إلى وجه.
    Yeni bir yüze ihtiyacım var. Open Subtitles بل أحتاج إلى وجه

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد