Hiç aklıma gelmezdi ama Galler'e gitmek durumundayım. | Open Subtitles | يجب أن أذهب إلى ويلز وهو أمر لم أفكر في أني سأفعله قط |
Galler'e dönmeliyim ve savaşacak adam toplamalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أعود إلى ويلز لتجهيز الرجال للقتال |
Galler'e gideceğiz, Margaret'in ordusunu bekleyeceğiz, ve savaşa hazırlanacağız. | Open Subtitles | سنذهب إلى ويلز و ننتظر جيش مارجريت و نستعد للحرب |
Beni Galler'e sürgün etmişlerdi. Frongoch kampı. | Open Subtitles | نفيت إلى ويلز فى معسكرفرونجوتش. |
Şimdi dediğimi yap ve Galler'e git. | Open Subtitles | نفذي ما آمرك به إذهبي إلى ويلز |
Zamanlar zorlaştığında seni tekrar Galler'e göndermeye çalışıyordu, | Open Subtitles | وحين ساءت الأمور، حاول إعادتكِ إلى ويلز |
Orada kötü insanlar olduğu için senin Galler'e gönderildiğini söyledi. | Open Subtitles | وقال أنهم أرسلوكَ إلى (ويلز) لأنَّه كان هناكَ أناسٌ سيئون |
- Niçin Galler'e gittiğimizi de yazdın mı? - Hayır. | Open Subtitles | هل أخبرتهم لمَ نحن ذاهبون إلى (ويلز) - لا - |
Hayatımın en güzel yılıydı. Aknelerim temizlendi, Galler'e taşınmadık. | Open Subtitles | إنها أفضل سنة في حياتي, فقد زالت بثوري, و لن أنتقل إلى (ويلز), |
Sonra da Galler'e gideceğim. | Open Subtitles | وسأعود إلى ويلز |
Ellis, Galler'e geri dönmemi istedi. | Open Subtitles | وأراد "إيليس" أن يعيدني إلى ويلز |
Ayrıca seni Galler'e götürmek için hayatıma ara vermemin imkânı yok. | Open Subtitles | ويستحيلُ أن أُؤجّل أعمالي لأصطحبك إلى (ويلز) |
Direkt Galler'e. | Open Subtitles | مباشرة إلى ويلز. |
- Galler'e gitme sebebimizi bir ara bana söyleyecek misin peki? | Open Subtitles | في نقطة ما , ستقوم بإخباري لمَ نحن ذاهبون إلى (ويلز) ؟ - نعم , عندما نصل إلى هناك - |
- Galler'e gittiğimizi işte. | Open Subtitles | أننا ذاهبون إلى (ويلز) |